10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü
Humanite Psikiyatri Tıp Merkezi direktörü Prof.Dr.Sedat Özkan, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle yaptığı açıklamada ruh sağlığı ve beden...
Humanite Psikiyatri Tıp Merkezi direktörü Prof.Dr.Sedat Özkan, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle yaptığı açıklamada ruh sağlığı ve beden sağlığının ayrılmaz bir bütün olduğunu söyledi.
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından belirlenen “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü”, ruh sağlığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve bu alanda yaşanan sorunlara kamuoyunun dikkatinin çekilmesini amaçlar.
Prof.Dr.Sedat Özkan,“Gelişen değişen dünyada insan ruhsal ve zihnen zorlanmaktadır ayrıca ilişkilerde de zorlanmaktadır. İnsanoğlu mutluluğu sahip olmakta yada ait olmakta değil olmakta aramalıdır“dedi.
İnsanoğlu kendisinde kaygı,çatışma,belirsizlik,endişe ve kontrol dışılık yaratan, bilgi ve uyaranlarla başetmekte zorlanmaktadırlar.İnternet çağında bilginin globelleşmesi insanlığın en önemli devrimlerindendir. Birbiriyle çatışan, çelişki uyandıran nasıl başediceğini bilmediği,tanımadığı yeni uyaranlarla karşı karşıyadır. Dolayısıyla başetmekte zorlanmaktadır. Kontrolünde olmayan belirsiz olay ve durumlar artmıştır insanoğlu için. Globelleşme güzel, ama bu anlamda bir kaygı yaratıyor. Artık insanoğlu dünyadaki olaylar ile başetmek için yeni ruhsal savunmalar geliştirmek durumundadır. Politik ve toplumsal çatışmalar,belirsizlikler ve istikrarsızlıklar kuşkusuz kaygı bozukluklarını arttıran önemli faktörlerdir.
Panik bozukluk ve takıntı hastalığında artış dikkat çekicidir.Dünyadaki istikrarsızlık ve belirsizlik insanı kendi kendisiyle çatıştırmaktadır. Uyum sağlamakta güçlük çekmektedir. Öte yandan dünyadaki ve ülkemizdeki madde kullanımındaki artış endişe vericidir bunun sebepleri arasında çeşitli toplumsal faktörler vardır. Ancak insanların anlamlı yaşam amaçları ve değerli olmazsa ve dünya ile sağlıklı ve mutlu ilişkiler kuramazlarsa her türlü bağımlılık artacaktır. Dünya globel bireylerin ön plana çıktığı bir toplum olacaktır. Globalleşen dünyada panik bozukluk,
Günümüz psikiyatrisinde geleneksel psikiyatri klinikleri artık yetersiz kalmaktadır. İşte bu bağlamda ‘Gün Hastanesi Modeli’ ön plana çıkmaktadır.
Amaç sadece hastalığı tedavi etmek değil kişiye özel bütüncül tedavi sunmak ve kişiye özel, verimli işlevsel bir yaşam sağlamaktır.
Gün Hastanesi Modeli ile,Psikiyatri hastalarında, kişiyi aile ve toplumdan koparmadan, hastane hizmetlerinin tümünün tedavi edici ortam içinde sunulması, yatış gereksiniminin azaltılması, gerektiğinde gün içinde gözlem ve kısa yatış imkanı sunarak, hızlı ve yakın gözlem ile takip ve tedavi fırsatı sağlayarak tüm yoğun biyolojik tedaviler ve psikolojik, psikoterapötik yöntemler eş zamanlı ve eşgüdümlü uygulanabilmektedir.
Gün Hastanesi Modeli;Şizofreniden, depresyona, takıntı hastalığından, panik atağa, bağımlılıktan yaşam krizlerine dek tüm psikiyatrik durumlarda ve tıbbi – fiziksel hastalığı olan ya da cerrahi girişim uygulanmış hastalara tüm psikiyatrik tedavi ve psikososyal destek imkanı esasına dayanan yeni bir modeldir.
Gün hastaneleri bu anlamda muayene koşullarında mümkün olmayan süreğen çok yönlü tedaviyi sunan klasik psikiyatri kliniklerinde tecrit ederek tedavi etme gereksinimlerini azaltan işlevsel bir modeldir.
Ülkemiz psikiyatrik hizmetlerin sunumunda muayenehane ortamları bütüncül multi disipliner hizmeti sunmakta ise yetersizdir. Hastalarımıza tıbbi biyolojik tedaviler yanında psikolojik tedavilerin ve sosyal tedavilerin eş zamanlı ve süreğen sunulması gerekir. Tedavi maratonu ile yaşam maratonu bu sebeple birlikte sürdürülmelidir.
Amaç hastalarımızı toplumdan aileden yaşamdan koparmadan tedavi etmektir ve topluma kazandırmak işlevsel yaratıcı ve mutlu kılmaktır.
Psikiyatrik gün hastaneleri geleneksel tedavi hizmetlerine (hastanede yatarak, evde ve ayakta tedavi) alternatif olarak gelişmiştir. Bu gelişmenin temelindeki ana düşünce, kalabalık hastane ortamının-özellikle tedavinin ilk aşamasında- hastalar için ‘eziyet’ dolu olması ve evde tedavinin ise pratik olmaması ve aile için zor olmasıdır. Hastaların yaşadığı ilişkilerden koparılmadan, yapay ve yalıtılmış bir hastane ortamı yerine, günlük yaşam alanları içinde tedavi edilmeleri amacı ile zaman içinde ‘Gün Hastanesi’ kavramı oluşmuştur.
Prof.Dr.Sedat Özkan; Muayenehane koşullarında mümkün olmayan bu hizmeti, geleneksel akıl hastanelerinde (özel zorunlu gruplar dışında) kişileri tecrit ederek sunma anlayışı aşılmalıdır. Esasen buna gerek de yoktur ya da yeterli değildir.
Psikosomatik hastalıklardaki artış artmaktadır.
Çağdaş psikiyatride ki yeni bir gelişme de Liyezon Psikiyatrisi’dir. Burada temel olarak fiziksel hastalığı olan insanlara tıbbi tedavi yanında ruhsal tedavi ve bakım hizmetinin eş zamanlı olarak verilmesidir. Bu alan tıbbi ve tıbbi hastalıkların psikiyatrisidir. Esasen psikiyatrik bozuklukların bir çoğu psikiyatri dışındaki kliniklerde görülür. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi (Genel Hastane Psikiyatrisi, Psikiyatrik Tıp, Psikosomatik Tıp) bu bütünleşmeyi sağlayan, tıbbın ve tıbbi hastalıkların psikiyatrisidir.
Konsültasyno Liyezon Psikiyatrisi Hizmetleri genel olarak şu alt basamaklarda incelenebilir:Dahili Tıpta Psikiyatatrik Bozukluklar
Nörolojik Hastalıklarda Psikopataoloji
Kanser ve Psikiyatrik Bozukluklar(Psikoonkoloji)
Kronik Hastaların psikiyatrisi,Yaşam boyu tedavisi süren hastalıklara uyum
Cerrahi Girişimlerin Psikiyatrik Yönü
Organ Kaybında ya da organ naklinde ortaya çıkan psikiyatrik bozukluklar
Ortapedik/Fizik Tedavi ve Rehabilitasyonun gerekli olduğu bedensel işlev kaybının söz konusu olduğu hastalara psikiyatrik yardım
Ağrı Psikiyatrisi—Ruhsal Durum Etkileşimi, Kronik Ağrı Sendromlarından Psikosomatik Ağrı ve Tıbbi Hastalıklarda Ortaya Çıkan Ağrı
Kadın Hastalıkları ve Doğumun Psikiyatrik Yönleri
Yoğun Bakım Ünitelerinde yatan hastaların psikiyatrisi
Ölmekte Olan Hastaların Bakımında Psikiyatrik Sorunlar
Somatoform Bozukluklar(Ruhsal Kökenli Bedensel Rahatsızlıklar)
Kanseri tedavi ederken hastanın depresyonunu tedavi etmemek olmaz
Tıbbi hastalarda gelişen psikiyatrik sorunlar, hastanın uyum ve yaşam kalitesini bozmanın ötesinde, hastalığın seyrini,tedaviye cevabını, hastalığın komplikasyonlarını, tedavi ve bakım sürecini bozar. Beden,Beyin,Ruh bir bütündür. Ruh çökerse beden daha çabuk tükenir.Ruhun ve beynin bozulması bedeni de bozarak fiziksel hastalığın seyrini kötüleştirmektedir. Bu nedenle fiziksel tedavi ve bakım yanında ruhsal tedavi bakımı ve destek eşzamanlı ve eşgüdümlü sunulmalıdır. Örneğin
Dünyada kompleks ya da kronik tıbbi, cerrahi, nörolojik hasta sayısı hızla artmaktadır. Kardiyolojik hastalıklar, kanser ve depresyon en yaygın hastalıklar ağrı, yorgunluk en yaygın yakınmalar arasındadır. Biyopsikososyal bir sistem olarak insan sağlığının bozulmasında, bedensel şikayetlerin ortaya çıkışında psikolojik etkenlerin rolü olduğu gibi, durumsal bir kriz olarak fiziksel hastalıklar bireyin ruh sağlığını ve ailenin de yaşam kalitesini etkilemektedir.
Kişinin sadece hastalığının değil, ruhunu da dikkate almak gerekir.
Prof.Dr.Sedat Özkan sözlerine şöyle devam etti: Fiziksel bir hastalığı tedavi ederken, hastanın bir birey olarak yaşadığı kaygıyı, ruhsal çöküntüyü, hastalığını inkar etmesini, tedaviyi reddetmesini ya da aşırı bağımlılık hali gibi tepkilerini, ailenin sorunlarını anlayıp ele almak gerekir. Psikiyatriyi ve psikolojiyi sadece akli hastalıkların tedavisi kapsamı sınırları içinde düşünmeyip tıbbi durumlara psikolojik bakış açısının yaygınlaşması, bireyde, ailede ve toplumda barışı, doyumu, huzuru, mutluluğu ve uzlaşmayı arttıracaktır.
Biyopsikososyal sistem yaklaşımına göre, tıp ile psikiyatrinin çakıştığı ve bütünleştiği alanda, insan varlığına ve hastalıklara biyopsikososyal model içinde yaklaşma felsefesi ve klinik uygulaması esastır. Ülkemizde de birinci basamak sağlık hizmetleri ve hastanelerde tedavi gören on binlerce insanımıza fiziksel tedavi ile birlikte ruhsal bakım hizmetinin de verilmesi başlıca amacıdır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.