1960 LAR DAN GÜNÜMÜZE EREĞLİ'DE MÜZİK ÇALIŞMALARI
1960-1980 yıllarda büyük ilçe konumundaki Ereğli yaşam kalitesi ve pek çok yönlerden ayrıcalıklar ve avantajlarla oluşmuş geniş yaşam imkanlarıyla, pek çok vilayete nasip olmayacak özellikleri bünyesinde barındırabilmiş Nev-i Sahsına münhasır farklı bir kent hüviyetinde idi. Bu kentte ekonomik ,sosyal ,kültürel yaşam ve kent dizaynı oldukça ileri düzeylere gelmişti. Sanayi kenti hüviyetindeki şehirde ,ülke geneli ses getirebilen her türlü etkinlikler ve aktiviteler yapılabilmekte idi. Şehirden, Ülke geneli isim yapmış siyasetçi,sanatçı,bilim adamı ve bürokratlar yetişti,Bu önemli isimlerin sayısı diğer dönemlerle kıyaslandığında bir hayli fazladır .O dönemde ,Şehir ülke geneli ve Konya il merkezi ile kıyaslandığında 2 kat (lise ,Yüksekokul,Teknik ve İdari meslekler yönüyle)eğitimli nüfusa sahipti. Doğal kültürel ve sosyal çevre yönleriyle bugünkü durumdan çok farklı olarak ,her şeyin yerli yerinde şekliyle ifade edilecek düzen mevcuttu.Ereğli kent kültürüne sahip ülke geneli en yaşanabilir şehirler sıralamasında üst düzeylerde ve tercih edilen bir yerleşim kabul edilmekte idi.Bu gelişmenin oluştuğu,kültürel iklimin oluştuğu şehirde pek çok alanda başarılarda rastlantısal olmayacak şekliyle ardı ardına gelmeye başladı. O dönemde spor ,eğitim,kültürel çalışmalar ve başarılar yanı sıra müzik çalışmaları da bir hayli önem kazandı ve hızlı bir ivme aldı.
1960-1980 li yıllar içerisinde Ereğli kültürünün önemli bir parçası sayılan müzik kültürünün ve müzik çalışmalarının ülke geneline göre çok ileride bulunduğu yıllardı. Şehirdeki klasik müzik ve batı , pop müzik çalışmalarından,Ereğlili yerel sanatçılardan dönemin Mogollar grubunun ve pek çok sanatçı ile birlikte Cem Karaca’nın da etkilendiğini söyleyebiliriz .Türk musikisi içerisinde Türk sanat müziği ve Mustafa Seyran" ismi sizin için ne ifade ediyor? Türk Sanat Musikisi ile yakından ilgili değilseniz ya da yaşadığı şehir Ereğli'de hemşerimiz olduğunu anımsamıyorsanız, ya yaşınız 40 altındadır bir sebeple bilmiyor olabilirsiniz veya musiki ile pek bir ilginiz,alakanız yoktur ki, bu durumdaki pek çok hemşerimiz için doğal olarak anımsanmaz ve bu isim bir şey bir anlam ifade etmeyebilir .
Peki ya "Elbet Bir Gün Buluşacağız" ya da "Bak Yeşil Yeşil" dersem? Bu muhteşem ve gönüllerimizde nakış olmuş şarkıların büyük bestecisi dersem? Belki daha fazla bir şey ifade edebilir. Özellikle popla hoplaşmamış, bir kenara toplaşmamış kuşaklarımız için.
Bizim kültür hayatımızın en önemli özelliklerinden birisi bana göre, hangi türde olursa olsun eserlerin, sahiplerinin önünde yer almasıdır. Hatta şarkılar söz konusu olduğunda, bırakın eserlerin ön plana geçmesini, icraatkarlar yani solistler daha bir dominant kalırlar. Tabi ki icra da çok önemlidir ama eseri eser yapan maya, söz ve beste sahipleri tarafından atılmıştır hep. Kelimelerle notalar, tutkuyla sarılmazlarsa birbirlerine, aşk anlatıcılarının mahareti bir yere kadar belirleyici olur. Kötü girdiden, iyi sonuç çıkmaz.
Batı medeniyetinde, eserlerden çok genelde eser sahipleri isim yapmışlardır. Çaykovski, Verdi, Mahler, Dali, Picasso, Vinci, Bach, Tolstoy, Dostoyevski, Mikelanjelo ve pek çok büyük sanatçı, eserlerinden daha çok meşhur olmuş ve günümüze kadar gelmişlerdir. Peki, dünya üzerinde en geniş coğrafi alanda, en uzun süreç diliminde ve pek çok farklı toplumca, en çok kişi tarafından bilinen ve okunan, beste, kimin bestesidir hiç fikriniz var mı?
Itri Dede'nin -ki büyük bir Türk bestecisi ve sufisidir- hepimizin ve özellikle Müslüman dünyası olmak üzere tüm dünya insanlığının kulaklarına ve gönüllerine pelesenk olan "Tekbir"i, yeryüzünün, tüm zamanlardaki en popüler müzikal çalışmasıdır. Ve öyle büyük bir müzikalitesi vardır ki geçen asırlar, değerinden hiçbir şey kaybettirmemiştir. Şimdi söyleyiniz lütfen bana, bu gerçeği kaç Türk evladı bilir ve bununla gurur duyar? En iyisi hiç söylemeyin...
Ben, Mustafa Seyran'ı anlatacaktım ama dert büyük, yara derin, sızı, elvan elvan olunca, girizgahta boğulup kaldık. başta belirttiğim bu iki şarkısını dinleyip de sevmeyen kaç memleket insanı vardır acaba?
"Elbet bir gün buluşacağız,
Bu böyle yarım kalmayacak.
İkimizin de saçları ak
El ele tutuşup bakışacağız."
Şehirde ,1965 yılında profesyonel orkestra grubu kurulmuş ve (Akordion,AykutErmete,GitarTahirAltınbaş,BateriSeyyidDemir,Trompet Mehmet Emirel) oluşmakta idi.
Bu grup1968 yılında Türkiye altın gitar yarışmasında 2. Olmuştur.( grup ,Davul Tamer Altınbaş,Gitar Tahir Altınbaş,Bas gitar Seyyid Demir Ritm Gitar Ferda Yurtcu) günümüz meşhurlarından keman sanatçısı SUNA KAN ile pop müzikte ve diğer tarzlarda bugünün meşhurlarından efsane gangster Necdet Elmas’ ın yeğeni NADİDE SULTAN (TÜRKOĞLU),Erdoğan Tozoğlu , Ertuğrul Ottekin ,Fethi Barut ,Mürsel Demirci ,Turgut Balbay,80 li yıllarda Türk halk müziği ve saz sanatçısı Arif Sağ ve o dönemin önemli meşhurlarından Feryal Öney çocukluğunu ve gençliğini Ereğli'de geçirmiş bir ses ve saz sanatçıları idi. Kentte ve Ereğli lisesinde bir lise korosundan beklenmeyecek kalitede, zengin ve nitelikli bir Türk Musikisi koroları kurulmuştu .
O yıllarda şehirdeki bazıları rahmetli olmuş yerel bazda meşhurlar unutulmaz yerel sanatçılar hatırlamak istersek;
BÖREKCİ RIFAT
KEMANCI TAHİR
KIRIK D.. SAMİ
BIDILIŞ MEMET
EGOLARIN FİKRET
KÖR ABİDİN
AVARE MEMET
KÖR ATİLA
KEMANCI MAHMUT.
KARA DURMUŞ - Cümbüş
BIDILIŞ MEMET -Darbukacı
ASLAN YÜZER- (TOPAL ASLAN )
TAHİR KILIÇ tır.
Ülke geneli tanınan sanatçımız, Mustafa Seyran ın "Bak Yeşil Yeşil"i ise diğerine göre biraz daha fazla sevilir ve çalınır-söylenir. Müthiş bir Rast şarkıdır bu. Rast makamı, bilenler bilir, arızasız bir makam olması hasebiyle, batı müziği formuna en yakın makam olarak kabul edilir. Hacı Arif Bey'in, Viyana'da katıldığı bir klasik batı müziği konseri sırasında, bir Avrupalı'nın, "sizin bu tip senfonik çalışmalarınız yok mu?" şeklindeki alaycı sorusuna muhatap kalması sonucu hemen oracıkta bestelediği ve orkestraya rötuşsuz icra ettirdiği, salondakilerin şaşkınlıklarından küçük dillerini yutmalarına ramak kaldığı şarkı olan "Yine Bir Gülnihal" adlı eseri de Rast makamındadır.
"Kapat gözlerini kimse görmesin,
Yalnız benim için, bak yeşil yeşil.
Gözlerin kimseye ümit vermesin,
Yalnız benim için, bak yeşil yeşil."
"Seni öyle sevdim ölürcesine,
Tanrı'nın yazdığı şiircesine,
İçimden geçeni bilircesine,
Yalnız benim için, bak yeşil yeşil."
O zamanlar, aşklar, "Tanrı'nın yazdığı şiircesine" yaşanıyordu dostlar...Ve gözler sadece sevenler için bakıyordu...
Söz bitti, kalp titredi, yaş aktı, susmak anlatır oldu konuşulamayanı...
Mustafa Seyran la ilgili bu husustaki meşhur rivayetlerden birisi ünlü sanatçı Emel Sayın'a aşık olduğu yönündedir ancak bu aşk ya karşılıksız kalır ya da mutlu sonla nihayetlenemez ve bu sözler ve şarkı da Emel Sayın için bu sebep ile yapılmıştır. Sayın da birçok defalar bu muhteşem eseri söylemiş, icra etmiş filmini de çekmiştir diğer bir kayda değer rivayet ise Bak Yeşil Yeşil" isimli eser O bestesi de tıpkı "Elbet Bir Gün Buluşacağız" gibi kendisini terk edip İstanbul'a ailesinin yanına yerleşen eşine ithaftır. Zira Mustafa SEYRAN eşiyle barışabilmek adına kuzenini de yanına alarak İstanbul'a kadar gitmiş, olumsuz karşılanmasının ardından dönüş yolculuğunda kuzenini Ankara'da bıraktıktan sonra Konya (Ereğli) yolunda trafik kazası geçirmiş olduğudur.
Mustafa Özyıldız
Kastamonu üniversitesi-müdür
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.