BÖBREKLERİYLE KIZLARINA HAYAT OLDULAR
5 çocuklu Fadime (71) ve Murtaza Göktaş (74) isimli çifti, böbrek yetmezliği çeken kızları Rukiye Göktaş (43) ile Cennet Serin'e (47) 2 yıl arayla böbreklerini bağışladı.
Baba Murtaza Göktaş, "Biz kızlarımıza böbrek veren fedakar bir aileyiz. Bu sayede evlatlarımızı kurtardık. Küçük kızım Rukiye ile beraber yaşıyoruz. Cennet de yurt dışında yaşıyor.
Halkımız inadı bırakıp çocuklarına ve yakınlarına bağışçı olsunlar" dedi.
Aksaray’da Fadime ve Murtaza Göktaş çiftinin üçüncü çocuğu Cennet Serin'e, 20 yıl önce kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Cennet 'in ilaçla tedavisine devam eden aile, 6 yıl önce de mide kanaması geçiren en küçük kızları Rukiye Göktaş 'ın da kronik böbrek hastası olduğunu öğrendi. O yıl Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde kalp kapağı değişen Rukiye Göktaş'ın kronik böbrek yetmezliği ve kalp hastalığıyla mücadele ederken çok acı çektiğine şahit olan baba Murtaza Göktaş, bağışçı olmaya karar verdi. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Organ Nakli Merkezi'ne gelen baba- kızın doku uyumu olduğunun belirlenmesi üzerine böbrek nakline karar verildi. İşlemlerin tamamlanmasının ardından Murtaza Göktaş'ın bir böbreği, 26 Şubat 2016'da kızına nakledildi. Ailenin diğer kızları Cennet Serin'in de nakil olması gerektiği söylenince bu kez anne Fadime Göktaş 2018 yılında kızına verici olmak istedi. Aynı üniversitenin Organ Nakli Merkezi'nde yapılan testlerde, anne ile kızın doku uyumu tespit edilince nakle karar verildi. Fadime Göktaş'ın bir böbreği, Cennet Serin'e başarıyla nakledildi.
1 çocuk annesi Rukiye Göktaş, şunları söyledi:
"2015 yılında ansızın mide kanaması sonucu sonucunda böbreklerimin iflas ettiğini öğrendim. Aksaray'da bir hafta tedavi gördüm. Mide kanamasını durduramadılar ve Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde aort kalp kapağı değiştirildi. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Organ Nakli Merkezi geldik. Babam bana böbreğini vererek beni hayata bağladı. Herkes organlarını bağışlasın. Birçok böbrek hastasını umut olsun. Böbrekler toprak olmasın. Böbrek nakli bekleyen kişilere de Rabbim nakil eylesin. Ablam Cennet Serin ise böbrek rahatsızlığı doğum esnasında çıktı ve bunu 20 yılın üstünde hayatını sürdürdü. Ben yoğun bakıma düşünce ablamım bütün değerleri oynadı ve diyalize mahkum kaldı. Bunun üzerine de annem Fadime Göktaş da ablama gönüllü olarak böbreklerini bağışlamak istedi. Ben yeni nakil olduğum için 2 yıl sonra ablama annem böbreğini bağışlayarak hayata tutunması sağladı. Aile olarak annem, babam ve ben 3 kişi aynı evde tek böbrekle yaşıyoruz. Çok sağlıklı insanlardan daha çok sağlıklıyızdır ki; doktorların verdiği tüm kurallara uyuyoruz. Bizim için hayat olduğu gibi devam ediyor. Ailecek hiçbir yasağımız yok. Bizim sadece hayatımız su. Lütfen herkes suyunu içsin ve böbreklerine zarar vermesin. Hayata tutunun ve lütfen sizde hayat olun"
Anne ve baba olarak kızlarına böbreklerini verdiklerini belirten Murtaza Göktaş, "Biz kızlarımıza böbrek veren fedakar anne ve babayız. Bu sayede evlatlarımızı kurtardık. Küçük kızım Rukiye ile beraber yaşıyoruz. Üçümüz de tek böbrekle hayatımızı sürdürüyoruz. Sağlık bir şekilde beslenip, bol su tüketiyoruz. Akdeniz Üniversitesi kan tahlili sonrası hemen ben kızıma böbreğimi vererek tekrardan hayata tutunmasını sağladım. İç Anadolu bölgesi insanları olarak inançlı, saf ve inat insanlarız. Ameliyat öncesi kızlarıma biz cesaret verdik. Halkımız inadı bırakıp çocuklarınızı ve yakınlarına bağışçı olarak öbür dünyanızı da kazanın. Bir kazadan gelen hasta daha hemen bağışçı oluyor ve 8-10 kişinin hayatını kurtarıyor. Maalesef bizim burada böyle bir şey yok. Biz tek böbrekle yaşamaktan memnunuz. Aile olarak birbirimize sadığız. Tüm işlerimizi el birliğiyle yapıyoruz. Kışın 2,5 litre ve yazın ise günlük 3,5 litre su tüketiyoruz" dedi.
Mutluluk gözyaşları döken anne Fadime Göktaş ise "Ben böbreğimi kendi gönül rızamla kızıma verdim. Çok şükür kızım hayatta ve hayatını sağlıklı bir şekilde sürdürüyor. Ben bağışçı olduğum için çok memnunum. Bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum. Diyaliz hastalarına bağışçı olsunlar. Benim kızım bana Allah razı olsun demesi bana yetiyor. Bu olayda hiç korkacak bir durum yok. Bizim ömrümüz ne ise onu yaşayacağız. Kesinlikle pişman olmasınlar. Biz ailecek pişman değiliz çok şükür. Yiyecek ve içeceklerimize dikkat ederek yaşıyoruz. Çocuklarımız da mutlu. Onlar mutlu olduğu sürüce bizler de mutluyuz. Çocuklarımızı tekrar ayağa kaldırmanın mutluğunu yaşıyoruz" diye konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.