5 Aralık 1934’te  Türkiye Büyük Millet Meclisi kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasayı kabul ederek, Türk kadınına yasalar önünde erkeklerle eşit haklar verilmiştir.Böylece Türk kadını  Avrupa  ülkelerinin bir çoğundan önce seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır.

Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 79.yıldönümünde bir mesaj yayınlayan Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu,tarihsel süreçte Türk Kadınının evde,işte ve sosyal yaşamda aldığı sorumlulukları layıkıyla yerine getirdiğine işaret ederek şunları ifade etti;”Kadınlarımıza tanınan seçme ve seçilme hakkı Türkiye’nin demokratikleşmesinin en önemli göstergelerinden biri olmuştur.Böylece Türk kadınına sosyal ve siyasal yaşamda dünya milletlerinin üstünde yer verilmiştir. Tarihin derinlerine indiğimizde görülmektedir ki, Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahipti. Devlet yönetiminde, hakanların yanında hatun adı verilen eşleri de söz sahibiydi.

Türk kadını İstiklal Savaşında sırtında yavrusu analık görevinin yanı sıra cephelerde cefakar ve fedakar duruşu ile cephane taşıyarak yurt savunmasında da varlığını göstermiştir.Evinde eş ve anne,iş yerinde emektar ve üretken elleri öpülesi Türk kadını ülke yönetiminde de seçerek ve seçilerek eşit demokratik haklara sahip olduğunu ispatlamış olması cinsiyet ayırımı yapılmaksızın Türk Demokrasisi açısından önemli bir kazanımdır “dedi.

Türk Kadınının Belediye seçimlerine de katılma hakkı kazandığını anımsatan Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu şöyle devam etti;”  Türk kadınına yönetimde görev alabilmesini sağlayan siyasî haklar çerçevesinde 1930 yılında ise Belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmış olup,yerel yönetimde de söz sahibi olduğu ve demokrasi adına kadın erkek eşitliği bağlamında olması gerekenin de bu olduğu görülmektedir.Öte yandan bilimsel ve akademik kariyer bakımından da alanlarında çok başarılı Türk bilim kadınlarının  bilime,bilimsel gelişmeye sağladıkları katkının yanında ülkemizde yeni bilim adamları ve akademisyenlerin yetiştirilmesinde gösterdikleri başarıları da görmemezlikten gelinemez.Türk kadınını siyasal platformun yanı sıra bilim ve akademide de  başarılı bir şekilde kendini hissettirdiği bir gerçektir.Ne var ki ,fedakarlığı,cefakarlığı,gayret ve çabaları,evde,işte,sosyal yaşamda gösterdiği başarılarının yanında toplumsal bir yara olan kadına şiddetin her türlüsü giderek artmakta gazetelerin üçüncü sayfalarında kadına yönelik şiddet haberlerini sıkça görmekteyiz. Temennimiz odur ki,bugün toplumsal statüde en üst seviyelere yükselen Türk kadınına reva görülen şiddet olaylarının bitmesini arzu ediyoruz.Bu dilek ve temennilerle bundan 79 yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Kadınına verilen seçme ve seçilme hakkının veriliş yıldönümünü kutluyorum “dedi.