Ülkemizde tarım alanlarına fidanlar, buğdaylar yerine her gün yeni beton blokları dikilmeye devam ediliyor. Dünya da geleceğin en büyük stratejisi halkını besleyebilecek temel gıda ürünlerini üretebilmekten geçecektir. Gelecekte kendi halkını besleyemeyen ülkeleri çok büyük sıkıntılar beklemektedir.

          2014 yılının Birleşmiş Milletler aile tarımı yılı ilan etti. Bunun tarım için ne kadar önemli olduğunu bilmek zorundayız. Halkımıza zorla inandırılmak, dikta ettirilmek istenen bir sisteme tarımı kurban veriyoruz. Bu sistem tarım alanlarının inşaat alanlarına ve madenlere kurban etmek. En büyük tehlike ise topraklarımızın yabancı şirketlerin eline geçmesi. Toprak kanunu ile yabancılara toprak satışının artırılması ve köylerin mahalle olması dolayısıyla toprak satışların hızla yabancıların eline geçecektir. Büyük arazileri eline geçiren yabancı şirketler ürün çeşitliliği değil sadece tek ürün ekmekte ürün çeşitliliği her geçen gün azalmaktadır. Ürettiği ürünlerden halkımız yararlanamamaktadır.  

         Tarım üreticisinin ürünleri para etmemektedir. Büyük şehirlerdeki dev market zincirleriyle pazarları tamamen hâkimiyetine almıştır. Global şirketler çiftçilerden aldığı 50 kuruşa aldığı domatesi 3 liraya, 1,2 liraya aldığı kirazı 6 liraya satmaktadır. Sadece bu ürünler değil tüm ürünlerde bu acı tablo yaşanmaktadır. Çiftçi artan girdi maliyetleri sonucu para kazanamamaktadır.  Ne üreten bu işten kazançlı çıkıyor ne de tüketici uygun fiyatla ürünleri alabiliyor. Kazanan sadece yabancı tohum üreticileri, ilaç firmaları ve büyük market zincirleridir.

         Tarımdan para kazanamayan çiftçiler şehirlere yakın olan bölgelerde ki tarım arazileri imara açılmasını sonucun da tarımdan vazgeçerek inşaat yaptırıyorlar. Gelecek için çok büyük bir tehlike gözükmektedir. Ereğli de milyonlarca yıl İvriz suyunun taşıdığı alüvyonlu topraklar üzerini betonlaştırarak en büyük ihaneti işledik. İşlemeye de devam ediyoruz.

         AKP Hükümetinin torba yasada çıkarmak istediği bir yasa var. 25 dekara kadar olan zeytinlik alanlarının madenlere açmak isteği. Bu yasa çıkarsa çok büyük zeytinlik alanlar yok olacaktır. Türk çiftçisinin ortalama zeytinlikleri 12 dekardır. Ülkemiz zeytin üretiminde Dünya’da 4’cüyüz. Zeytin ağacı ölümsüzlüğü ifade eder. Beş yıl sonra ürün vermeye başlar. Yüzyıllar boyunca ürün verir. Nuh tufanında gemiden ayrılan güvercinin gagasında getirdiği zeytin yaprağı barışı sembolize eder. Zeytin ağacı ve ürünü hepsi ayrı bir değerdir. Yabancı şirketlerin doymak bilmeyen iştahlarına zeytinliklerimiz kurban verilmek üzere,Zeytin ve zeytinyağı insanlığın vazgeçilmezidir. Bir kere çıkarılacak madene gelecekte yıllarca ürün veren zeytinlikleri yok ettirmeyelim.

Geleceği düşünmek zorundayız. Gelecek nesillere aktarabileceğimiz en büyük armağanlardan biride kirletilmemiş topraklarımız ve ormanlarımızdır. Bunu sağlamakta başlıca görevimizdir.