3 Mayıs, Türkçülüğün başkaldırısı, milli şuurun ayaklanması, en güçlü fikir Türk milliyetçiliğinin cefası, Türkçülük ateşinin körüklenmesidir.

3 Mayıs 1944’te Türkiye Cumhuriyetinde anayasamızda da ifadesi olan Türk milliyetçiliğini kabul ve idrak edemeyenler, merhum Hüseyin Nihal Atsız ve merhum Başbuğumuz’un da içinde bulunduğu 23 mümtaz şahsiyeti birtakım baskı, şiddet ve kovuşturmaya tabi tuttu.

Sonuç olarak, bu mümtaz karakterler cesaret ve inanmışlıklarıyla, devrin kötü niyetli yöneticilerinin tehditlerine aldırış etmediler, gözaltı, işkence ve zulümlere boyun eğmediler, tabutluklara meydan okudular, fikir ve düşüncelerinden bir an olsun vazgeçmediler çektikleri çileleri kendilerine şeref saydılar.

İfade ve düşünce özgürlüğünden en çok dem vuranlar, her şeye Türkçe bakan, Türk için düşünen müstesna şahsiyetleri cezalandırdılar. Türkçülüğü ve Türk Milliyetçilerini sindireceklerini zannettiler fakat istediklerini alamadılar. Bu başkaldırıyla birlikte Türk milliyetçileri, Türk Milliyetçiliğini ve Türkçülüğü yaşatabilmek için alternatif siyasi bir hareketi olan Milliyetçi Hareketin temelini attılar.

Milliyetçi Hareket Partisi, 3 Mayıs’ı yaşayan, yaşatan ve bugüne gelmesinde emek ve katkısı olan, Türkçülük fikrinin bugüne getirip ama her nedense bitmek bilmeyen, eleştirilere maruz kalan tıpkı 3 Mayıs 1944’ünde olduğu gibi çilelere talip olan kutlu mirasçısıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, tüm Türk Dünyasının 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nü kutluyor; Türkçülük ve Türk Milliyetçiliği fikriyatının gelecek nesillere aynı azim ve kararlılıkla aktarılmasını sağlayan merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş ile merhum Hüseyin Nihal Atsız ve dava arkadaşlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!