COVİD-19 Salgını Sürecinde Girişimcilikte Bir Yol Haritası
Selçuk Üniversitesi Karapınar Aydoğanlar Meslek Yüksekokulu Yönetim ve Organizasyon Bölümünde görev yapan Öğr. Gör. Meltem DİKTAŞ Girişimcilerin izlemesi gereken stratejileri kaleme aldı. Diktaş, yazısında şu ifadelere yer verdi.
‘’30 Ocak 2020’de küresel boyutta kitlelerin gündemini kökünden değiştiren COVID-19 salgını alarm zilini çalan Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre dünya genelinde koronavirüs toplam vaka sayısı (hasta sayısı) her geçen gün yükselmiş ve güncel sayı yaklaşık olarak 110 milyon kişiye ulaşmıştır. İlk kez Çin'de baş gösteren ve tüm dünyayı etkileyenCOVID-19 salgını ülkemizde de ciddi ölçüde hissedilmiş ve güncel vaka sayısı yaklaşık olarak 2,7 milyon kişi dolaylarındadır. Tabi ilk olarak sağlık boyutuyla gündemimize yerleşen COVID-19’un dünyanın dört bir yanında ülkelere yayılması ülkelerin acil durum ilan ederek çeşitli önlemler almasını zorunlu kılmıştır. Bu önlemler hem günlük hayatta hem çalışma hayatındayer alacak şekilde düzenlenmiştir. Erken dönemde sıkı önlemler alan ülkelerin başında gelen ülkemizde alınan tedbirlerin başında, insanların topluca bulundukları çalışma ortamları veeğitim sektörü olmuştur. COVID-19 salgını ile beraber hükümetlerin aldıkları tedbirler doğrultusunda seyahat yasakları, eğitimin uzaktan yürütülmesi, çalışma ortamlarında evden çalışma gibi uygulamalar pek çok sektörde krize yol açmış ve sonuçta ekonomide üretkenlik düşüş seyrinegirmiştir. Buna karşılık bir çözüm; kamuda ve özel sektörde esnek çalışma, evden çalışma ve dönüşümlü çalışma modelleri ile sağlanmıştır. Küresel anlamda çığ gibi büyüyen salgınların,başta ekonomik olmak üzere siyasal ve sosyal açıdan da etkilerininbulunduğu bilinmektedir. Örneğin; Avrupa’nın en büyük salgını olarak kabul edilen 1346 yılından başlayarak 7 yıl kadar etkisini sürdürmüş Kara Vebanın, milyonları bulaninsankaybının yanı sıra feodalizmin çökmesinde etkili olduğu bununla birlikte salgın sonrası meydana gelen emeğin azalması ile tarımda makineleşmenintemelleri atılmıştır. Ayrıca çalışma hayatında yer alanemek faktörüne daha fazla önem verilmiş, kadınların çalışma alanları genişletilmiştir.
Günümüzde yaşanan COVID-19 salgınının ekonomik etkilerinin var olduğu de pek çok girişimci açısından yadsınamaz bir gerçektir.Doğası gereği risk ve belirsizliği içinde barındırangirişimcilik mesleği bu süreçten etkilenen alanların başında gelmektedir.Buna karşılık girişimcilerin proaktif görüş odaklı, yenilikçi, inisiyatif alan, risk almaktan korkmayan, esnek davranan, belirsizliklere karşı güçlü olan ve başarma azmine sahip,kararlı karakterleri olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu bakış açısıyla yaşanan krizlerin girişimciler için yenilik ve değişim kapılarını açabileceği yorumu yapılabilir. COVID-19 salgınının ekonomik boyutlarını her geçen gün daha da hissetmeye başlamışken, girişimciler için önemi her geçen gün artan yenilikçi bir çözüm yolunun ise dijital teknolojileri girişimciliğe dahil eden dijital girişimcilikten geçmektedir. Girişim sahiplerinin belki hiç kullanmadıkları kadar sosyal medya araçlarından yararlanmaları fırsat elde etme amacına yönelik bir anahtar olarak görülebilir. Bu nedenle salgın süreci, bugüne kadar göz ardı edilen dijitalleşmenin çalışma hayatına entegre edilmesi bakımından bir avantaj görevi üstlenmiştir. Avrupa’nın en büyük salgını olarak kabul edilen Kara Veba salgınının ardından tarımda makineleşmeye adım atılması toplumların kriz süreçleri ile yenilikçi farklı bir stratejiyle başa çıktıklarını kanıtlar bir örnek olarak değerlendirilmelidir. Online konserler, online filmler, online müzeler çağı olarak görebileceğimiz salgın sonrası oluşan hiç görmediğimiz yeni düzende online alışveriş için geliştirilen dijital ve temassız ödeme seçenekleri kapsamında kartlar veya e-cüzdanlar şeklinde uygulanabilmekte, pek çok alanda kurulan ateş ölçen akıllı sensörler, akıllı telefonlarda kullanılan uygulamalar hayatı kolaylaştıran ve güven veren uygulamalar olarak günlük hayatımızda yerini almıştır.Teknolojinin bireye ve topluma fayda sağlar şekilde kullanılması neticesinde, ekonomik ve sosyal etkiler olumlu anlamda doğacak ve girişimciler için kriz gibi görünen süreç bir fırsat halini alacak hatta yatırımlarla dahi finansal yapısını güçlendirebileceklerdir.Dijital çağın gerektirdiği iş yapma süreçlerinin dijitalleştirildiği girişimcilikte bir yandan yeni gelir elde edilirken öte yandan giderlerde tasarruf sağlanabilmesi birçok girişimcinin farklı iş alanlarında yeni girişimlerde bulunması için olağanüstü fırsatlar yaratmaktadır. Dahası bazı Çinli e-ticaret firmalarının online alışverişler sonrası robot teslimatları geliştiriyor olmaları söz konusu fırsatları olağanüstü örneklerle pekiştirmemiz için güzel bir nedendir. Pazara giriş, üretim, pazarlama, dağıtım, depolama kolaylıkları, iş yerinin dijital olması gibi avantajlar söz konusu süreçte girişimciler için bir ilaç niteliği taşıdığını ifade etmek gerekir kibu avantajları daha önceki bir süreçte görerek 2008 ekonomik krizinden başarıyla doğan Uber ve AirBnb markaları örnekverilebilir. İçinde bulunduğumuz salgının yarattığı yeni düzende tüketicilerin tüketimlerinin artmasıyla birlikte tüketiciler sağlık ve hijyene daha fazla önem vermeye, yeni markaları denemeye, görerek, dokunarak hatta koklayarak dışarıdan almaya alıştıkları ürünleri ve hizmetleri online talep etmeye ve özellikle market alışverişlerini dijital gerçekleştirmeye başlamışlardır. Online film ve dizi izleme platformu olan Netflix, video toplantılarındatercih edilen Zoom uygulamasının hiç olmadığı kadar öne çıkması salgın sürecinde yükseliş trendi yakalayan örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzün COVID-19 salgını sürecinin bir kriz olarak görülmeyip fırsata çevirebilmenin, en az kayıpla çıkabilmenin değişen koşullara uyumla başarılabileceği unutulmaması gereken bir gerçektir.Bu bağlamda girişimciler kendilerine süreç dahilinde bazı sorular sormalı ve bununiçin bazı stratejiler geliştirmeli ve izlemelidir. Örneğin, salgından etkilenmeyi en aza indirmek için iş planım var mı? İşletmemin hangi alanları COVID-19’dan etkilenmektedir? COVID-19 salgını sonucunda hangi tedbirleri aldım ya da alabilirim? Mevcut salgının devam etmesi veya ilerlemesi durumunda hangi risklerle karşı karşıya kalırım, kaynaklarım ne zaman tükenir, bunun için alternatif bir finansal planım var mı? Sektörelya da coğrafi olarak yeni iş planı geliştirebilir miyim?
Girişimcilerin izlemesi gereken stratejiler ise,
- Mevcut ürün ve hizmetlerini COVID-19’a göre uyarlamalı, yeni ürün, servis veya hizmetleri devreye almalıdır. Markalaşmaya önem vermelidirler. Daha çok müşteriye ulaşmak için reklam ve pazarlama stratejileri yeniden değerlendirilmeli, reklam ve tanıtım etkinliklerini artırılmalıdır.
- İmkanları ve iş alanları dahilinde çevirim içi ve uzaktan çalışma süreçlerine geçmelidirler. Dijital tüm ortamlardan faydalanılmalıdır. Dijitalleşmeye yatırım yapılmalıdır. İnsanların evlerinden çıkmaya çekindikleri bu dönemde, online alışverişe olan talep doğal olarak artış göstermiştir. YemeksepetiBanabi, Migros Sanal market, Getir gibi uygulamalar tüm kullanıcıların market ihtiyaçlarını giderebilmek için online hizmet vermeye başlamıştır.
- Yeni müşteriler ve farklı pazarlara yönelerek işlerini krize adapte etmeli, krizden daha az etkilenen sektörlere yönelerek buralardaki müşterilerle yeni iş birlikleri yapmalıdır. Coğrafi analizlerle salgının etkisinin azaldığı ülke ve pazarlara yönelmelidir. Örneğin yüksek teknoloji üreten, uzaktan sağlık, uzaktan eğitim, iletişim ve evde eğlence/meditasyon gibi sektörler içinde bulunduğumuz süreçte girişimciler için yeni iş alanları olarak değerlendirilebilir.
- Finansal kaynak sorunu söz konusu ise finansal kaynak arayışına yönelmelidirler, yeniden yapılandırmave maliyetleri azaltmak gibi yollardan yararlanılabilir. Yalın iş modelleri geliştirmek yoluyla yönetim fonksiyonunda başarı şansı artırılabilir. İşletme operasyonları geçici olarak durdurulabilir veya söz konusu sürece ilişkin devlet desteklerinden yararlanılmalıdır.
- Girişimciler söz konusu süreçte dijitalleşmenin önemini kavrayarak, bu alanda bireysel gelişimi de bir fırsat olarak değerlendirmelidir.
COVID-19 salgınının toplumun pek çok tarafı açısından büyük etkileri olduğu bilinmektedir. Bu süreçte dijitalleşmeden uzak olan birçok girişimci hızlıca bunu iş yapış modellerine adapte etmeyi bir çıkış yolu olarak görmektedir. Bu nedenle salgın süreci, bugüne kadar görmezden gelinen dijitalleşmenin iş süreçlerine dahil edilmesi bakımından girişimciler için bir avantaj yaratmıştır. Dijitalleşmenin, önümüzdeki yıllarda daha hızlı gelişim trendi göstereceği düşünülmektedir. Bu anlamda COVID-19 salgın sürecinden girişimciler için çıkarılabilecek bir dersin ötesinde devlet,toplum ve girişimciler bağlamında daha önce örneğine rastlanmamış söz konusu sürecin yazımızın çıkış noktası olan girişimciler tarafınaneler getireceği, iş yapma modellerinin giderek dijitalleştiği yeni düzende nasıl bir yol haritasıyla manevra yapılabileceği sorularının cevabıriskleri önceden görerek proaktif bir bakış açısıyla değişimleri fırsata çevirebilmek adına tüketici bilincini yakalayabilmek, erken davranarak değerini tüketicilere kanıtlayabilmek olarak verilebilir.’’
Girişimci daima değişimi arayan, değişime karşı tepki veren ve değişimi fırsat olarak gören kişidir. – Peter Drucker
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.