Diyanet-Sen Genel Merkezi Düzenlenen Törenle Açıldı.
DİYANET-SEN Genel Merkezi düzenlenen törenle açıldı. Açılışa Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı...
DİYANET-SEN Genel Merkezi düzenlenen törenle açıldı. Açılışa Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, MEMUR-SEN Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, DİYANET-SEN Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’da katıldı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, demokratikleşme paketi’ne ilişkin, “Kıyafet konusunda sadece başörtülü insanlarımızın değil başı açık insanlarımızın da yaşam tarzına müdahale eden, ayakkabısından tutun da eteğinin boyuna kadar, giyeceği elbisenin her tür özelliğini tarif eden şekilci, tek tipçi, kişinin yaşam alanına müdahale eden anlayışı ortadan kaldırdık” dedi.
Bozdağ, Diyanet-Sen Genel Merkezinin açılışındaki konuşmasında, sendikanın çalışma hayatında mümtaz bir yere sahip olduğunu belirtti.
Başarılı çalışmalarından dolayı sendika yetkililerini kutlayan Bozdağ, açılışın Camiler ve Din Görevlileri Haftası’na denk getirilmesinin de önemli olduğunu söyledi.
Hükümet olarak sendikalaların çalışmalarına, çalışanların hak arama mücadelelerine büyük önem verdiklerini ifade eden Bozdağ, attıkları adımları bu sözlerinin tanığı olarak gösterdi.
Düzenlemeyle kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkını getirdiklerini ifade eden Bozdağ, sendikalaşmanın önündeki birçok engeli de kaldırdıklarını söyledi. Yapılan düzenlemeler hakkında bilgi veren Bozdağ, 1 Mayıs’ı bayram ilan ettiklerini, 1977′den sonra işçilere Taksim’i açan ilk Hükümet olduklarını da vurguladı. Bu konularda samimi adımlar attıklarını dile getiren Bozdağ, gerek çalışanları gerek sendikalar güçlendirmek için adımlar atmayı sürdüreceklerini söyledi.
Din ve vicdan özgürlükleri konusunda da önemli adımları hayata geçirdiklerini belirten Bozdağ, “Din ve vicdan özgürlüğünün alanının genişletmek adına son Demokratikleşme Paketinde de önemli ve tarihi adımlar var” diye konuştu.
Türkiye’de yıllar yılı yaşam tarzına müdahale tartışmalarının yapıldığını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
“Hükümetimizi de bu noktada haksız yere eleştirenler, iftira atanlar oldu. Ama biz kişilerin bireysel tercihleriyle kendi yaşam tarzlarına ilişkin bütün hayata geçirmek istedikleri hususların tamamını yasal güvenceye kavuşturduk ve atacağımız bu yeni adımla çıkacak yasayla kişilerin dininden, siyasi, felsefi görüşünden anlayışından dolayı farklı tercihlerini teminat altına aldık, buna kim müdahale etmek isterse, kim engel olmak isterse onu 1-3 yıl arasında hapis cezasıyla değiştiren düzenlemeyi getiriyoruz.
Bir başka adım da atıldı bu çerçevede, ayrımcılık maddesi kapsamında, toplu ibadet yapma imkanı vardı bizim yasalarımızda da ama bireysel olan güvence altında değildi. Bir toplu ibadetin yanında bireysel olarak ibadetleri güvence altına alan bir adım attık. Kişilerin inancının gereğini yapmalarını engellemeyi suç haline getiren başka bir adım attık. Bu yaptığımız iki düzenlemenin tamamı da bu ülkede yaşayan hangi inanca, dine veyahutta din içinde hangi farklı yorumlara sahip olursa olsun bütün vatandaşlarımızın inançlarını ve bunun gereklerini yapmalarını teminat altına alan bir düzenlemedir.”
-Cezai müeyyide-
Düzenlemeyi son derece önemli demokratikleşme adımı olarak nitelendiren Bozdağ, şöyle konuştu:
“Kıyafet konusunda sadece başörtülü insanlarımızın değil başı açık insanlarımızın da yaşam tarzına müdahale eden, ayakkabısından tutun da eteğinin boyuna kadar, giyeceği elbisenin her tür özelliğini tarif eden şekilci, tek tipçi, kişinin yaşam alanına müdahale eden anlayışı ortadan kaldırdık. Hani ‘yaşam tarzına müdahale’ diyor ya, işte bu kılık kıyafet yönetmeliği tam da bunun somut örneğiydi. Sadece kadınlar arasında ayrımcılığı getirmiyor ayırdığı kadınların her iki grubuna da ayrı ayrı haksızlık ve baskı uyguluyor. Erkekler bakımından da pek çok haksızlığı barındırıyordu. Şimdi hem erkekler hem kadınlar bakımından eşitliği, hukukun gereğini hayata geçiren bir adımı atmış oluyoruz. Yaşam tarzına devlet eliyle yapılmış ve devam eden bir muameleye son veriyoruz. Bu yönetmelik kalktıktan sonra Ceza Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle eski alışkanlıklara devam etmek isteyenlerin karşısına da cezai müeyyideler getirerek bu adımları güvence altına alıyor ve yeni bir hamleyi ülkemizde gerçekleştirmiş oluyoruz.”
Demokratikleşme paketinin açıklanmasının ardından çıkan yaklaşımların önemli olduğunu ifade eden Bozdağ, “(Daha fazla olmalıydı, daha ileri yapılması lazım) diyen yaklaşımlar var. Bu Türkiye’nin son 11 yılda yaşadığı demokratik dönüşümün, sağda solda, hangi noktada durursa dursun Türk insanını getirdiği ileri noktanın bir göstergesidir. Bu da bu paketin belki en büyük başarısıdır” dedi.
Diyanet Akademisi adı altında yeni bir adımı da atmayı planladıklarını ifade eden Bozdağ, imamların, müezzinlerin, müftülerin, din hizmeti sunanların doğrudan atanması uygulamasına bu kanunun çıkmasından sonra son verileceğini söyledi. Söz konusu kişilerin belli bir süre aday ünvanıyla hizmet öncesi eğitime alınacaklarını belirten Bozdağ, bu eğitimlerin başarıyla tamamlanmasının ardından atamaların gerçekleşeceğini söyledi. Bozdağ, bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü de belirtti.
-Alevilere yönelik çalışmalar-
Alevilerin sorunlarıyla ilgili de Hükümet olarak ciddi adımlar attıklarını belirten Bozdağ, bu konuda önemli mesafelerin alındığını söyledi. Yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Bozdağ, gelecek dönemde de çalışmaların süreceğini belirterek şu açıklamalarda bulundu:
“Demokratikleşme paketi açıklandığında bunların olmaması, bundan sonra olmayacağı anlamına gelmez çünkü yürüyen ayrı bir çalışma var. Ayrı çalışma kapsamında bu konuda adım atacağımızı Türkiye kamuoyuna açıkladık. Bu paketin içine koyacağımıza dair bir açıklamamız olmadı. Bu çalışmalar nihayete erdiğinde onu da bu paketi açıkladığımız gibi Türkiye kamuoyuyla paylaşacak, milletimizin tartışmasına açacak ve ondan sonra da bu konuda atılması gereken adımları atacağız. Kaldı ki bu paketin tamamı Türkiye’de etnik kökeni ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, din içinde farklı anlayışları ne olursa olsun bütün vatandaşlarımız için adımları içermektedir. Bunu ayırmak, ‘falanlar var, filanlar yok’ diye değerlendirme yapmak fevkalade yanlış olur.” dedi.
ÇSGB Bakan Yardımcısı Halil ETYEMEZ konuşmasında:”DİYANET-SEN’in yeni hizmet binasının açılışı vesilesiyle aranızda bulunmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum.
MEMUR-SEN, ülkemizin en çalkantılı dönemlerinde kuruldu ve bugün 700 bini aşkın üyesiyle kocaman bir aileye dönüştü.
MEMUR-SEN’e bağlı olarak kurulan DİYANET-SEN ise 1998 yılında kuruldu ve 70 bine yakın üyesiyle giderek büyüyor. Bugün açılışını yaptığımız bu hizmet binası da bu büyümenin ve genişlemenin bir tezahürüdür.
Bu açılış töreni vesilesiyle, MEMUR-SEN’i kurarak, sendikal hayatımıza yeni bir renk katan ve demokrasimize, edebiyatımıza önemli katkılar sağlayan Mehmet Akif İnan’ı da burada bir kez daha rahmetle, sevgiyle ve özlemle anıyorum.
MEMUR-SEN’in de kuruluşuna denk gelen ve kayıp yıllar olarak tabir edilen 90’lı yılların siyasi, sosyal ve ekonomik durumu hepinizce malumdur.
O yılları hep birlikte yaşadık ve gördük.
Sermayenin nasıl renklere ayrılıp dışlandığını,
İnsanların inançlarından dolayı nasıl ötekileştirildiğini,
Kızlarımızın okul kapılarında nasıl mağdur edildiğini,
Siyasetin, siyaset dışı mekanizmalar tarafından nasıl tanzim edilmek istendiğini daha dün gibi hatırlıyoruz.
Horlandık, vebalı muamelesi gördük ama demokrasiden, insan haklarından ve hukukun üstünlüğünden ümidimizi asla kesmedik.
Diyalogla çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.
Biz hükümet olarak her zaman diyaloğa açık olduk.
Bunun da en yakın şahitleri çalışanlarımızdır, sizlersiniz.
Türkiye’nin yakın zamandaki zor günlerinde(Gezi Olayları) sağduyulu bir tavır takınan sendikalarımıza ve sivil toplum örgütlerimize teşekkür ediyorum.
Hiç kimse endişe etmesin: Türkiye, ulaştığı evrensel insani değerlerden asla taviz vermeyecektir.
Herkesin hakkı, hukuku, düşüncesi demokrasinin ve hukukun güvencesi altındadır.
Yeter ki birbirimize saygılı olalım, birbirimizin hakkını gözetelim.
Yeter ki, Türkiye’nin enerjisini tüketmeye çalışan fırsatçı fıtratlara, tahrikçi mihraklara ve karanlık odaklara geçit vermeyelim.
Bu bağlamda,2 gün önce Sn. Başbakan tarafından açıklanan demokratikleşme paketi, milletin irade ve isteği ile hazırlanmış ve yine aziz milletimizin hizmetine sunulmuştur.
11 yıldır iktidardayız.
Bu süre zarfında her alanda yaptıklarımız ortada.
Çığ altından aldığımız bu ülkeye çağ atlattık.
Eğitimden sağlığa, ekonomiden dış politikaya, çalışma hayatından sosyal güvenliğe kadar her alanda Türkiye’yi yeniden inşa ettik.
Memurlarımızın yıllardır dile getirdiği toplu sözleşme hakkını sağladık.
Yılardır yasaklı olan 1 Mayıs’ı tatil ettik.
28 Şubat mağdurlarına iade-i itibar sağladık.
Ortalama memur maaşı 2002’de 578 TL iken 2013’de 2.313 TL (artış oranı %300)
Sosyal güvenlik reformunu hayata geçirerek, vatandaşlarımız arasındaki sanal ayrımcılıklara son verdik.
Genel Sağlık sigortasıyla tüm vatandaşlarımızı sağlık şemsiyesi altına aldık.
İntibak düzenlemesini yaptık.
Müstakil İş Sağılığı Ve Güvenliği Yasası’nı hazırladık ve yürürlüğe koyduk.
Sendikacılık alanında, darbe yasalarını kaldırarak, daha çağdaş, daha özgürlükçü yasayı yaptık.
Yeni açıklanan demokratikleşme paketi ile kadın kamu çalışanlarımıza başörtüsü özgürlüğünü getirdik.
Çalışma hayatının ve sendikal hayatın güçlenmesi adına yaptığımız tüm hizmetler, kamu çalışanlarımızın hakları gözetilerek yapılıyor ve yapılmaya devam edecektir.
Kuşkusuz ki sendikal hayatın güçlenmesinde, demokratikleşmesinde ve yaygınlaşmasında DİYANET-SEN, dolayısıyla MEMUR-SEN’in rolü yadsınamaz. Buradan bu önemli mücadele bizlere ciddi katkı sunan MEMUR-SEN camiasına teşekkürlerimi sunarım.
Bu demokrasi ve özgürlük aşığı anlayışın devam etmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, içinde bulunduğumuz, Camiler ve Din Görevlileri Haftanızı kutluyor, hepinizi saygıyla selamlıyor, açılışını yapmış olduğumuz hizmet binasının hayırlara vesile olmasını diliyorum.” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da konfederasyonlarının çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Demokratikleşme paketine “evet ama eksik” dediklerini belirten Gündoğdu, sadece başörtüsüne ilişki alınan kararı bile ayrımcılığın sona erdirilmesi için önemli bir adım olarak nitelendirdi. Gündoğdu, “Başörtüsü Allah’ın bir emridir, demokratik bir tercihtir. Asker bir kardeşimizin başörtüsünün olması, güvenliğe mi engel olur, yargı mensubu bir kardeşimizin başörtüsü olması adaleti mi engeller” diye sordu. Gündoğdu, pakete bu konularda da eklemeler yapılmasını talep etti.
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar da hiçbir zaman ücret sendikacılığı yapmadıklarını belirtti.
Üye sayılarının 70 bine ulaştığını ifade eden Bayraktutar, 10 yıldır alanında yetkili sendika olmanın gururunu yaşadıklarını bildirdi. Bayraktutar, 100 bin üyeye ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Konuşmaların ardından Bozdağ ve beraberindekiler okunan duanın ardından genel merkez binasının açılışını yaparak, binayı gezdi.
Öte yandan Bozdağ, binanın bulunduğu Rüzgarlı Sokak’taki dolmuşçularla da sohbet etti, sorunlarını dinledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.