EĞİTİM SEN’DEN BASINA VE KAMUOYUNA
AKP İktidarının yaşam alanlarımıza yönelik müdahale ve dayatmalarının giderek arttığı, eğitim sistemi başta olmak üzere, kamu hizmetleri alanında...
AKP İktidarının yaşam alanlarımıza yönelik müdahale ve dayatmalarının giderek arttığı, eğitim sistemi başta olmak üzere, kamu hizmetleri alanında yaşanan ticarileştirme ve dinsel muhafazakârlık uygulamalarının yaygınlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Başbakan’ın söylemleri üzerinden özel yaşama yönelik hukuk dışı müdahaleler öğrenci evlerinin basılmasına kadar ileri gitmiş, siyasi iktidarın tüm toplumu kuşatan baskıcı ve otoriter uygulamaları belirgin bir şekilde artmaya başlamıştır. Artık kendini bilmez Valiler vatandaşa GAVAT diyecek kadar haddini aşmıştır.
Buradan Tayyip Erdoğan ve Valilerine, üniversite öğrencisi yetişkin insanlar adına, çocuklarımız adına seslenmek istiyorum. NEREDE, KİMİNLE, NE YAPACAĞIMDAN SANA NE. Artık, Din üzerinden Kadınlar üzerinden elinizi çekin. Kimin neye inanacağı, nerede ibadet edeceği, çocuğuna nasıl bir dini eğitim vereceği, kadınların kürtaj olup olmayacağı, kaç çocuk yapacağı, evinde kimi misafir edeceği sizi ilgilendirmez.
Bugün, sahte gündemler yaratılarak asıl sorunlar unutturulmakta ve emekçilere yönelik yeni saldırılar yapılmaktadır.
İşçilerin kıdem tazminatı elinden alınmak istenmekte, kamu emekçilerinin ekonomik, demokratik talepleri yok sayılmakta, üniversite öğrencilerinin barınma sorunu başta olmak üzere, en temel sorunları görmezden gelinmektedir.
Eğitimde 4+4+4 dayatması nedeniyle öğretmenlerin ve öğrencilerin düzeni bozulmuş, öğrenci, öğretmen ve veliler mağdur edilmiştir. Özür grubu atama ve tayinlerde de ciddi mağduriyetler yaşanmıştır.
11 yıllık AKP iktidarı boyunca çalışma ve yaşam koşulları giderek kötüleşirken, emekçilere esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma dayatılmaktadır.
Atama yapılmayı bekleyen 200 bini aşkın işsiz öğretmen bulunmaktadır. Bugüne kadar ataması yapılmadığı için 38 işsiz öğretmen arkadaşımız genç yaşta canına kıymıştır. Bu ayıbın sorumlusu, doğrudan doğruya siyasi iktidarın kendisidir.
Göreve gelen her bakan ve Başbakan, fırsat buldukça öğretmenlerin az çalıştığı, uzun tatil yaptığı gibi “yalanlardan” bahsederek, her fırsatta öğretmenlik mesleğini “itibarsızlaştırmaktan”, bizleri “aşağılamaktan” geri durmamıştır. Oysa Eğitim Emekçileri ülkenin dört bir tarafında büyük fedakarlıklarla çalışmaktadırlar. Giderek kötüleşen yaşam koşullarına ve mesleki saygınlığın azalmasına daha fazla seyirci kalmamız mümkün değildir. Yaşadığımız tüm sorunlara rağmen, meslek onurumuza, iş güvencemize ve geleceğimize sahip çıkacağımız bilinmelidir.
Bu Anlamda;
• Gerici, ırkçı, cins ayrımcı eğitime hayır demek için,
• Zorunlu din derslerinin kaldırılması için,
• Angarya çalışmaya son verilmesi için,
• İnsanca yaşayacak bir ücret için,
• Meslek onurumuz için,
• Atanamayan öğretmenler için,
• Gerçek demokrasi ve özgürlük için,
• Ülkeye ve geleceğimize sahip çıkmak için,
• Kabadayılara ve Diktatörlere karşı, doğru bildiklerimizi haykırmak için,
Eğitim Sen olarak 23 Kasım da Ankara da alanlardayız.
Siyasi iktidarın yaşam tarzımıza, yaşam alanlarımıza müdahalesine karşı, yıllardır savunduğumuz taleplerimizi yok sayan dayatmacı anlayışına karşı en güçlü ve etkili yanıtı vermek için, tüm eğitim ve bilim emekçilerini, çocuklarının geleceğinden endişe eden bütün velilerimizi, 23 Kasım’da Ankara’da yapacağımız kitlesel basın açıklamamıza katılmaya ve güç vermeye davet ediyoruz.
EĞİTİM SEN
EREĞLİ TEMSİLCİLİĞİ
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.