Evde kalmak tansiyonunuzu yükseltmesin!
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; dünyada 1.5 milyardan fazla hipertansiyon hastası mevcut ve her yıl yaklaşık 7 milyon kişi yüksek kan basıncının neden olduğu hastalıklar yüzünden yaşamını yitiriyor.
Dikkat! Stres tetikleyici faktör olabilir!
PANDEMİDE HİPERTANSİYONA KARŞI 7 KRİTİK KURAL!
Beyin kanamasından inmeye, kalp yetmezliğinden kalp krizine, böbrek yetmezliğinden kalıcı görme kaybına… Tedavi edilmediğinde ölüme bile neden olabilen hipertansiyon, ülkemizde her 3 kişiden birini tehdit etmeye devam ediyor! Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; dünyada 1.5 milyardan fazla hipertansiyon hastası mevcut ve her yıl yaklaşık 7 milyon kişi yüksek kan basıncının neden olduğu hastalıklar yüzünden yaşamını yitiriyor. Üstelik pandemi nedeniyle hipertansiyon hastalarında artış gözleniyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer hipertansiyon vakalarındaki yükselişte pandemi sürecinde hastalık kapma endişesi, yakınların kaybı, finansal zorluklar gibi nedenlerle artan stresin önemli bir faktör olduğuna dikkat çekerek, “Stres tek başına kalıcı hipertansiyon nedeni olmamasına rağmen tetikleyici bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Pandeminin olumsuz koşulları nedeniyle yaşanan strese bağlı olarak sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, kilo alımı ve hareketsiz kalma gibi bazı yaşam tarzı değişiklikleri hipertansiyon hastalığına yol açabiliyor” diyor. Peki pandemide kan basıncını kontrol altında tutmak için neler yapmak, nelerden kaçınmak gerekiyor? Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer, pandemi sürecinde hipertansiyona karşı dikkat etmemiz gereken 7 kuralı anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
İdeal kiloda kalın
Obezite ve hipertansiyon ilişkisi hala araştırılmaya devam edilen bir konu. Obezitenin vücuttaki kimyasal reaksiyonlara olan olumsuz etkisinin hipertansiyonu tetiklediği düşünülüyor.
Sigara ve alkol içmeyin
Sigara, özellikle sempatik sinir sistemini uyararak hipertansif bir etki yaratıyor. Damar sertliğini ve nabız dalga hızını arttırıcı etkileri nedeniyle merkezi kan basıncı üzerinde olumsuz etkiler oluşturuyor.
Tuzu kısıtlayın
“Tuzun kan basıncını arttırması içindeki sodyumdan kaynaklanıyor” diyen Prof. Dr. Metin Gürsürer, şöyle devam ediyor: “Alınan fazla sodyum damar içindeki volümün artmasına neden oluyor. Bir süre sonra bu durum kan basıncında artışa yol açıyor. Sadece tuz değil, sodyum içeren tüm gıdaları dikkatli tüketmeye özen gösterin.”
Kalp dostu beslenin
Sağlıklı ve dengeli beslenme, vücudun fonksiyonlarını daha iyi sürdürebilmesinde önemli bir rol üstleniyor. Vücuda gerekli besinlerin yeterli ölçüde alınması, kimyasal reaksiyonların sağlıklı gerçekleşmesi için gerekli oluyor.
Düzenli egzersiz yapın
Düzenli egzersizin nasıl bir mekanizmayla kan basıncını düşürdüğüyle ilgili bir netlik olmamasına rağmen, yapılan çalışmalarda; düzenli egzersiz yapan aktif kişilerde kan basıncı değerlerinin daha düşük olduğu gözlendi. Haftada 5-6 gün, 30-40 dakika tempolu yürüyüş yapmanız, vücudunuzun egzersiz ihtiyacını karşılayacaktır.
Uyku düzeninize dikkat edin
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer uykunun vücutta kan basıncını etkileyen otonom sinir sistemi fonksiyonlarını ve fizyolojik olayları etkilediğini belirterek, “Özellikle orta yaşlı kişilerde azalmış uyku süresi ve kan basıncındaki artış arasında ilişki gözlenmiştir.” diyor.
Stresi yönetin
Stres doğrudan hipertansiyona yol açmamakla birlikte, stresli dönemlerde kan basıncı geçici olarak artabiliyor. Stresli süreçte vücudumuzda salgılanan hormonlar damarlara zarar vererek kardiyovasküler riskimizi artırıyor. Ayrıca stres hipertansiyon için risk faktörü olan sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, kilo alımı ve hareketsiz kalma gibi hatalı yaşam alışkanlıklarına yol açabiliyor. Dolayısıyla hipertansiyon için tetikleyici bir faktör olabiliyor. Stres azaltıcı aktiviteler ise vücudumuzu rahatlatarak kan basıncının düşmesine yardım ediyor.
İlaç tedavinizi yarım bırakmayın
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer hipertansiyon ile Covid-19’a yakalanma riski arasında bir ilişki olmadığını belirterek, “Hipertansiyon ve Covid-19 arasındaki bağlantı karmaşıklığını korumaya devam ediyor. Hipertansiyonun Covid-19’un seyrine tek başına ne kadar etkisi olduğu, ayrıca hipertansiyona eşlik eden ya da hipertansiyona bağlı gelişen diğer sağlık problemlerinin de hastalığın seyrini ne kadar etkilediği henüz açık değildir.” diyor. Ayrıca, hipertansiyon tedavisi gören hastaların kullandıkları ilaçlar nedeniyle Covid-19’a yakalanma risklerinde artış olmadığı yapılan çalışmalarla gösterildi ve hipertansiyon dernekleri tarafından da onaylandı. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer bu nedenle hipertansiyon hastalarının pandemi sürecinde ilaçlarını düzenli olarak kullanmaya devam etmeleri gerektiğini belirterek, “Çünkü ilaç tedavisinin aksaması ciddi tablolara neden olabiliyor” diyor.
Tek ölçüm yeterli olmuyor
Kalbimiz kasıldığında bir basınç yaratıyor ve bu basınçla kan, atardamarlar yoluyla vücuda gönderiliyor. Kan basıncı ölçümünde 2 kuvvetin sonuçları görülüyor. İlki, kanın kalpten vücudumuza pompalandığında damar duvarına yaptığı basıncın değeri sistolik basınç (büyük tansiyon); diğeri ise kalp gevşediğinde damar duvarında olan basınç değeri, diyastolik basınç (küçük tansiyon) oluyor. Kan basıncı ölçümünde görülen değerin 130mmHg/80mmHg üzerinde olması “hipertansiyon” olarak adlandırılıyor. “Ancak tek bir ölçümde tansiyon değerlerinizin biraz yükselmiş olması hipertansiyon hastası olduğunuz anlamına gelmiyor” diyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Gürsürer, sözlerine şöyle devam ediyor: “Tanı koymak için genellikle doktorunuz tarafından 24 saat boyunca belirli aralıklarla tansiyon ölçümünüzü yapacak tansiyon holter cihazı takılıyor. Tüm ölçümlerde tansiyonunuzun yüksek olması hipertansiyon hastası olabileceğinizi gösteriyor.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.