fikir ve kanaat sahibi olmalarında, şefkatli davranış ve mütevazı bir duruşla çok önemli bir görev icra eden mümtaz kişiliklerdir.

Muasır ve modern bir toplumun inşa edilmesinde dar kalıpları aşarak, büyük katkıları olan öğretmenlerimiz hayati ve vazgeçilmez bir görev ifa etmektedir.

Öğretmenlerimiz ülkelerin gelişmesi ve kalkınması, ülke huzuru açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Öğretmenler, Lider ülke Türkiye’nin ve birlikte yaşamaktan başkaca bir tercihi olmayan Türk milletinin teminatıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Milleti kurtaran yalnız ve yalnız öğretmenlerdir” veciz sözü bunun bir ifadesidir.

Öğretmenlik dediğimiz kurum Türk devletlerinde farklı isimler almış olsa bile her devlet büyüğümüzün arkasında bir öğretmen olmuştur. Onlar liderlere yön vermiş, bilgi ve hikmetleriyle yaşadıkları asırların odağında olmuşlardır.

Bunlar yazmakla ya da saymakla bitmeyeceği gibi Ahmet Yesevi’den, Molla Gürani’ye Molla, Hacı Bektaş’ı Veli’den Hocazade’ye kadar sayısız büyüğümüz dünden bugüne Türk liderlerine kılavuzluk yapmışlardır.

Bu vesileyle fiilen ve hukuken öğretmenlik mesleğini tamamlayarak emeklilik günlerinin içinde bulunan öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyor, görevlerini ifa ettiği bölgede şehit düşen Aybüke YALÇIN’dan, Necmettin YILMAZ’lara, Tarih okurken tarih yazan Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU’na ve 49 yıl önce, yani 23 Kasım 1970’te, Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’nda öğretmen adayı iken, dönemin bölücü canileri tarafından üç gün süren ağır işkencelere maruz kalan ve bisiklet pompasıyla ciğerlerine hava basıldıktan sonra okulun üçüncü katından atılarak şehit edilen Dursun Önkuzu’yla birlikte tüm vatan ve dava şehitlerimizi de bir kez daha rahmet ve şükranla anıyorum.