HORTU GERÇEKLERİ YAZDI!!!
Araştırmacı Gazeteci Ekrem Hortu, Ereğli basınında üvey evlat gibi yapılan farklı davranışı yazısında kaleme aldı.
Hortu bu yazısında özellikle Oda ve Belediye Başkanlarına yönelik olarak, ve gerçekleri dillendirdiği yazısında çakma olarak tabir edilen ve internet üzerinden yayın yapma çabasında olan ve yasal sorumluluğu sahte hesaplarla aştığını sanan kişileri yazısında belirterek ve buna alet olan Oda başkanları ve halkın oylarıyla seçilen Belediye başkanlarını işaret ettiği yazısında oldukça net olarak belirtmiş tabiki anlayana diyoruz.
Ya anlamamazlık dan gelenleri de zamanı geldiğinde bizler halkın önüne çıkartmasını biliriz.
Gazeteci Ekrem Hortu yazısında belirtmiş ; Bakın Ereğli’de vasıflı Gazetelerimiz var.
Ereğli Gazetesi.
Güneş Gazetesi,
Yeni Ereğli Gazetesi,
Erhaber Gazetesi.
Metro tv. Ert tv ve çok sayıda Radyolarımızın olduğunu belirterek kaleme aldığı yazısında şu gerçeği de yazmış Bu basın mensupları vergisini veriyor, sigortalı işçi çalıştırıyor diye sitem dolu gerçeklere değindiği yazısında, Hortu her zaman olduğu gibi doğruyu ifade etmiş. Gazetecilerin kanayan yarasına da tuz basmış.
Birilerinin anlaması için şunları da belirtmek lazım, Doğruyu söylersen sevmezler, bazı gerçekleri görmemezlik gelirsen sevilirsin biz bunları da görüyoruz, Bazı kişiler benim reklamım yapılsın diye çakma basına üç kuruş vermek suretiyle işi kısa yoldan çözdüğünü sanıyor.
Ama bir Televizyon ve Radyo kuruluşu RTÜK’e bağlıdır bunların her ay düzenli olarak vergisini ödemesi ve yine her ay RTÜK payı giderini ödemesi yine RTÜK’e yılık Frakans yayın bedeli ödemesi yapılırken, Ayrıca MÜYAP, MESAM, MÜYORBİR ve MSG gibi kuruluşlara haklara olan, saygı nedeniyle sanatçıların telif hakları düzenli olarak ödenmektedir.
Şu bilinmelidir ki Televizyon ve Radyo kuruluşları Anonim Şirkettir.Anonim şirketlerin giderlerini sizler düşünün artık diyelim. Biz sadece bunlardan öne çıkanları hatırlatmak istedik, Hortu yazında kesinlikle haksız değil doğruları söylemiştir.
Yine Resmi Gazetelerimiz Basın İlan Kurumuna bağlı olduğu gibi vergisini öderken aynı zamanda devletimizin kurumu olan basın ilan kurumuna aldığı kazanç dan belirli bir pay ödemektedir ve o kurum tarafından denetlenmektedir.
Kısacası diğer çakma basın gibi, Gelen para cebe gitmemektedir. Televizyon ve Radyolar Devletin RTÜK , Resmi Gazeteler ise BASIN İLAN KURUMU tarafından resmi statüde denetlenerek ve onların ödemeleri düzenli şekilde yapılarak yasal çerçevelerde yayınları gerçekleşmektedir.
Çakma basına göz yuman Sayın Oda Başkanları ve Belediye Başkanları bu yazıdan umarız ki ders çıkartır. Kamu kuruluşlarını zarara uğratmaya kimsenin hakkı yoktur.
Lütfen işimizi doğru ve dürüst yapalım yasal olmayan hiçbir şeye müsaade ederek göz yummayalım ki, Ülkemizin içerisinde bulunduğu bu zorlu süreçte basın kurumları da kamu görevlilerimize doğru ve dürüst haberlerle yardımcı olsun üzerine düşen görevi yapabilsin diyoruz.
Her zaman görevini kamu adına dürüstçe yapanlara destek vermek bizlerin temel görevidir. Pırıl pırıl olan o insanlarımızın görev yapmaları konusunda önleri açılsın, Yine görevini dürüstçe yapanlara teşekkür ediyoruz, Yanlış yapanlara ve göz yummak suretiyle bulundu kurumu haksız yere zarar verenlerin de kamu adına bizler takipçisi olacağız diyoruz.
Ereğli medyası sizleri sırtında taşımak zorunda mı?
Ereğli halkı kendilerini kimlerin temsil ettiğini bilmeli Ereğli medyası artık görevini yapmalı Sevin veya sevmeyin.
Peşin peşin Ereğli medyasına neden destek vermiyorlar onu konuşacağız.
Evet Ereğli’deki Sivil toplum temsilcilerini sorgulayacağız.
Soruyorum 15 Temmuz akşamı medya olmasaydı bugün ülkemiz ne halde idi?
Yanıt veriyorum maazallah iç savaş veya işgal edilmiş bir ülkeydik.
Hay Allah demiyorum acı ama gerçekleri söylüyorum.
İşler sarpa sarınca Gazeteci hatırlanmaz...
Dönüp dolaşıp bize geliyorsunuz.
Geleceksiniz basın milletin müşterek sesi Atatürk.
Bizler hasbel kader sizlerin sorunlarını Ankara, Konya, Ereğli kamuoyuna taşıyoruz...
Kelle koltukta bazen hakaret bazen aşağılanmamız rağmen...
Gazeteciyiz hepsine katlanıyoruz.
Ne karşılığı bir ekmek parası kazanma karşılığı.
Demem o ki...
Sizlerin sesiniz, nefesiniz olan medyanıza sahip çıkmıyorsunuz.
Adınız, adresiniz Ereğli medyası.
Dert ortağınız,sırrınız, avukatınız, dilekçe dakdilonuz, ilacınız.
Biz gazetecileriz.
Evvallah off demiyoruz.
Başımız gözümüz üstüne diyoruz.
Gocunmuyoruz üşenmiyoruz.
İyi güzel de ya sizlerin medya'ya karşı hiç mi sorumluluğunuz yok?
Aslında var hem de Anayasal olarak var...
Kestirmeden söyleyelim.
Sizleri temsil eden siyasi parti temsilcileri, oda başkanları bayram gelir seyran gelir Ereğli medyasını hiç görmezler.
Üç kuruşluk bir bayram mesajını dahi çok görürler.
Bizler birer donkişotuz.
Yel değirnenlerine savaş açan.
Tarih de sabittir.
Yüzyıllık yalnızlık.
Bir o kadar değerli.
Yalınız vede sahipsiz.
Aktörler el değiştirse de değişmez.
Bakın.
Ereğli’de, gazeteci olmak bir kabus .
Aşağı tükürsen sakal; yukarı tükürsen bıyık.
Dengeyi korumak çok kritik iş.
Ve zor.
Bu yazıyı ne kendimi sevdirme, ne günah çıkarma ne de moda tabirle bir algı operasyonu için yazdım.
Ancak gerçekleri biri yazmalı...
İşin rengi mor, bakıyorum herkes topu taça atıyor.
Gazetecisiniz ya, gelin deyince gideceksiniz ...
‘Size yürü be aslanım’ derler.
Yürürsün Ereğli’ye hizmet sevdası ile.
Gün gelir Gazeteciyi satışa getirirler.
Yürü diyenler buhar olur uçarlar.
Yetmez bir de seni karşı rakibine satarlar.
Arkanıza dolanırlar, işleri bitince aman yahu bunlardan Gazeteci mi olur ver 50,100 lira yazdır diyerek sizi aşağılarlar.
Sıra sıra , taburtabur kendileri lağım için de debelenirler farkında bile olmazlar.
Hani bir söz var kendindeki hezeni görmez başkasındaki kiprit çöpünü görür diye...
‘Size yürü be aslanım’ diyenler vardı ya... Emin olun sizlerin ödemiş olduğunuz aidat veya başka paralarınız ile krallar gibi yaşıyorlar.
‘Sizlere diyorlar ki yürü de boyunun ölçüsünü görelim koçum ’ diyorlar.
Sırra kadem basmak bir kenara kuyunuzu kazarlar.
Hainin sürüsüne bereket.
Adamlığın olmadığı yerdeyiz.
Temel Almanya’da otoyola tersten girmiş.
Bir de bakmış ki, arabalar karşısından gelip, sağından solundan geçerlerken flaşörlerini yakıyor, klakson çalıyorlar.
Tam bir keşmekeş.
Arabanın radyosunu açmış, ne olduğunu anlamak için, bir anons:
6 numaralı otoyolda bir araç tersten girdi.
Bütün sürücülerin dikkatine sunulur. !
Temel gülmüş ve radyodaki anonsu yanıtlamış:
‘Ne biri be, hepisuhepisu tersten cirmiştur.
’ Anlatabildi mi?
Bu bu işte bir terslik var.
Biz gazeteciler de bir gariplik var...
Bakın Ereğli’de vasıflı Gazetelerimiz var.
Ereğli Gazetesi.
Güneş Gazetesi,
Yeni Ereğli Gazetesi,
Erhaber Gazetesi.
Metrotv. Ert, ve Radyolar, vergisini verir sigortalı işçi çalıştırırlar resmi ilan dışında üç beş özel ilan gelirleri var.
Bu Gazeteler bizim için vazgeçilmez mi?
Vazgeçilmez öyle ise neden desteklenmez?
Şimdi bu medya kuruluşların sahiplerine ve yöneticilerine sesleniyorum
Sizler neden bir ortak tavır alamıyorsunuz?
Neden çağırılınca koşa koşa gidiyorsunuz?
Bırakın sosyal paylaşımları ile sorunlarını çözsünler.
Ne Musa’ya ne İsa’ya yaranıyorsunuz.
Biz gazeteciyiz.
İlan verseniz ne olur, vermeseniz ne olur?
Değil mi ki..
Biz gazetecilik oyunu oynamıyoruz.
Bildiğinizi yapın ama sakın ola kapımızı çalmayın.
Son söz.
Birgün bakında kapımızı çalmayın.
Diyorum.
Nasıl ki bugünler de herkese hukuk lazımsa herkese özelikle siyasi ve oda temsilcileri sizlere her zaman gazeteci de lazım olabilir.
Bu Ereğli medyası çok bedel ödedi.
Şimdi bedel ödeme zamanı geldi.
Ereğli halkının alın terlerini ona buna yedirmeyiz.
Aklınızdan ne hinlikler geçiyor bilemem ama mesleğimizin kullanılmasına izin vermeyiz.
Dur demesini de pekala biliriz.
Ama dosta ama düşmana.
Bundan Sonra Ereğli halkını temsil edenler yönetenler düşünsün.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.