KÜLTÜR, KİŞİLER, OLAYLAR VE EREĞLİ
Ereğli’nin yakın dönem tarihine bakarsak kentte cumhuriyet döneminin önemli projesi olan Sümerbank Dokuma Fabrikası 1937 yılından itibaren kentin tekstil ağırlıklı sanayi kenti olmasını temin etmiş ve bu özelliğini 80’li yıllara kadar sürdürmüştür. 80’li yıllardan sonra bölge kırsalından artarak gelen iç göç ve bunun üzerine eklenen doğu ve güneydoğu bölgesel göçleri ile Ereğli’nin sulamaya açılan tarım alanlarının artması sonucu sanayi kentinden tarım ve hayvancılık kentine dönüşümüne ve kent merkezine önemli kırsal nüfus birikmesine sebep olmuştur. Başta artan nüfus sebebiyle konut üretimi nedeniyle kent merkezindeki tarım arazilerinin ve ağaçlık alanların kaybı, bahçelerin kuruması nedeniyle ‘yeşil Ereğli ‘artık bir hayal olmuştur. Akgöl’ün kuruması iklim değişimini hızlandırmış ve kuraklık problemi riski dâhil pek çokproblemlerin bugün hızla artmasına sebebiyet vermiştir.
Bu dönüşümle birlikte bir kısmı Ereğlili olmayan kentli sınıf dediğimiz nüfus başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere Bursa, Antalya, Mersin, Adana gibi illere göçü hızlandırmıştır. Yapılan çalışmalar Ereğli dışında yaşayan 225 bine yakın kişinin kendisi Ereğli doğumlu olmasa bile anne yada babasının Ereğli doğumlu olduğunu göstermektedir. Bu sayıya yurt dışında yaşayan 20 bine yakın Ereğlili dâhil değildir.
Bir anımı anlatayım, yıl 2000’ler Ereğli’deyim. Şimdi rahmetli olan Eski Belediye Başkanlarından Rıza Denizoğlu Bey ile karşılaştık. Hal hatır, hoş sohbetten sonra ben ısrarla Ereğli ve problemleri ile alakalı konulardan konuşmak ve bazı konularda görüşlerini almak istedim. O ise bana Ereğli’deki bazı arazilerini müteahhite vereceğini ve Ereğli ile ilgili konulardaki problemler ve çözümlerle alakalı ümitsiz olduğunu ve ilgilenmediğini hissettirdi. Şehre önemli hizmeti olmuş eski bir belediye başkanının bu haliyet-i ruhiyesi ve tavrı neden diye sorguladım.
Bir elin parmaklarını geçmeyen istisna kişiler hariç dışarıdaki Ereğlililere bakacak olursak, Ereğli’den kendilerinin ilk ayrılışlarındaki kırgınlıklar veya bıraktıkları anılarının izlerinden mi uzak duruşlarının sebebi bilemiyorum ama ilgisizlikleri bir vaka.
Sizce de kentin kalkınmasında öncü olabilecek, sermaye sahibi hemşerilerimizi, dışarıdaki önemli Ereğlilileri küstürdüğümüz, ümitsizlendirdiğimiz doğrumudur, bunun sebepleri nelerdir?
Türk milleti olarak tarihte eleştiri kültürünü özümsemiştir, uzun dönem, bu kültürü baş tacı etmiş ender milletlerden birisidir. “Hatanı hatırlata hürmet et!”, atasözü bile, bu konuya ne kadar büyük hassasiyet gösteren bir millet olduğumuzu anlatmaya yeterlidir.
Ereğli toplumu eleştiride, kritiklerde hala kişiler, olaylar, düşünceler, fikirler, ayırımını henüz yapamamış seviyelerdedir. Siyaset, iş dünyası, kültür ve toplumsal hayat konularında kişiler ve olaylar boyutu hala aşılamamıştır ve bu böyle de devam edip gitmektedir. Eleştiride muhatabın yüzüne söylenebilme nerdeyse yok mesafesine inmiştir. Bunun da bizce bilinen çok çeşitli içtimaı ve iktisadi sebepleri mevcuttur.
Eleştiri genelde körü körüne eleştiri dediğimiz verimsiz nitelikte olması, konu ile alakalı çözüm üretilmemesine yada yanlı çözümlere kaçılmasına sebebiyet vermektedir. Asıl olan fikirler üzerinden olması gereken kritikler yapılamamaktadır ve yarım asırdır siyaset iş ve sosyal meselelerle alakalı şehirde uzun süren kayıkçıkavgası halen sürmektedir. Bu ortamda, bu sabır gerektiren meşakkatli alanda kişi odaklı, kim ne dedi, kim ne yaptı sorularının peşinden gitmeyen, kul hakkına girmeden, bakış acısı olarak kör bir noktada kalmadan hareket edilebilmeli ve sinerji üretilebilmelidir.
Yarım asrı geçen süredir, Aksaray Karaman ekonomileri gelişirken kente yeni nüfus alırken Ereğli’nin işsizlik vb. sebeplerle başka kentlere göç devam etmekte geri gidiş, yaşanan gerçekler, yapılanEreğli yerelindeki kavgaların, olayların ve her şeyi siyasetten ve kamudan beklemeninsonucunun ne olduğunu fevkalade iyi göstermektedir.
Ereğli merkezli ağırlıklı süt işleme endüstrisi sektöründe faaliyet gösteren Ağırlığı Ayrancı Berendi köyü kökenli ailelerce yönetilen ve aile şirketleri özelliklerinde olan 35 ‘in üzerindeki işletmelerle, 80 kadarda tarım hayvancılık, inşaat vb. sektördeki orta ve ortanın üstünde büyüklükte işletmeleri görmekteyiz. Bu ölçekte bu fabrikalar büyüklüğüne ulaşmış olan kentte neden daha global katma değeri yüksek yeni bir sektör, yeni holdingler ve yeni iş oluşumları, yeni üretim kooperatifleri kurulumu gerçekleşmemekte?
Sinerji son 20 yılın dünyanın sıkça kullandığı bir kavram kelime anlamı, ‘işbirliği’’ beraber çalışma ’ olan kavram işletme ve üretim kültüründe büyük ölçüde değişen üretim ve yönetim anlayışı ile yakın dönemlerde gündeme geldi.
Zamanımızda bireysel beceriler artık sorunları aşmaya tek başına yetmiyor. Yüksek performans ve uyumlu çalışma modeli; bireysel kaliteye, ekip kalitesine, yönetim kalitesine bağlıdır.
2050 yılınakadar ekonomilerde; her türlü işte daha çok ekip çalışması yapılacak, her düzeyde daha çok liderlik davranışına ihtiyaç duyulacak, etik önem kazanacak,her iş mutlaka elektronik ortamda ölçülecek, yapılan her işin etkinliğinin ölçülür olması sağlanacak.
Şehrin beşeri sermayesi olarak ülke geneli ortalamasının üzerinde akademisyen, ilim adamı ve bir o kadarda üst düzey bürokrat ve iş adamı onlarca milletvekili, bakan ve binlerce teknik eleman eğitimci yetiştiren bu şehir Ereğli Karabük (KAR-DEMİR) ve Eskişehir (SARAR GRUP) örneklerinde olduğu gibi memleketinde bulunan dönemininTürkiye de entegre en büyük tesis olan Sümerbank dokuma fabrikasından neden yerli bir büyük holding ve yatırımcı grubu ve büyük bir tesis çıkartamamıştır?
Başarılı olan çok ortaklı yapılarda ise merkezi Konya da bulunan ve Ereğli çiftçisinin cüzi bir payı olan ( %15)ANADOLU BİRLİK HOLDİNG -PANKO-BİRLİK bulunmakla birlikte holding yönetimi ikna edilip üretim yapan bir fabrika şekliyle TORKU yatırımları Ereğli’ye şu asamaya kadar maalesef kanalize edilememiştir ve SÜT BİRLİĞİ,DAMIZLIK SIĞIR BİRLİĞİ gibi şehir ekonomisini 5 asırdır en iyi bildiğimiz işe yani tekstil sanayisinden tekrar tarım ve hayvancılığa dönüşüme şahit olmaktayız.
Ereğli’de dönem dönem pek çok iş ve oluşum gayretleri olmuştur çabalar gösterilmiştir.1960 yılında Almanya’daki Ereğlili işçiler ve elma yetiştiricilerince kurulan çok ortaklı ERSU örneği, yerel yönetimce işletilen TUĞLA ve ŞİŞELEME tesisleri ileETİ BİSKÜVİ, BİRSA, DOĞA HASTANESİ, SÜMERBANK’ın özelleştirilmesi sürecindeki başarısızlıklara hangi etmenler sebep oldu?
ERSU girişimi ve Ereğlililercekurulan ETİ BİSKÜVİ neden kısa sürede Ereğlilerin elinden çıktı.Cevap iyi ekip ve profesyonel yöneticiler çıkarılamaması ile alakalı olabilir mi?
Mustafa ÖZYILDIZ-ANKARA
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.