Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Gıda ve Enerji yatırımlarını anlattı:
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Gıda ve Enerji yatırımlarını anlattı:Alt1:Kökümüzden kopmadan yola devamAlt2:Hedefimiz Gıdada Dünyada ilk 5, oraya...
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Gıda ve Enerji yatırımlarını anlattı:
Alt1:
Kökümüzden kopmadan yola devam
Alt2:
Hedefimiz Gıdada Dünyada ilk 5, oraya şose yolla ulaşma şansımız yok, otobana çıktık ve otobandaki hızla ilerliyoruz.
Geçen hafta, Soma B Termik Santrali ihalesini 685.5 milyon dolarlık teklifle göğüsleyen Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Türkiye’nin en büyük çiftçi kuruluşu olan Konya Şeker son 10 yıldaki büyüme atağını ve gelecek döneme dair hedeflerini anlattı.
Pankobirlik Genel Başkanı ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Konya’da basın mensuplarıyla bir araya geldi. Recep Konuk, Konya Şeker’in 1.5 yıl önce aldığı Kangal Termik Santrali ve geçen hafta en yüksek teklifi verdiği Soma B Termik Santrali ihalesini hatırlatarak, “Bir çiftçi kuruluşunun enerji sektöründe ne işi var?” sorularıyla karşılaştığını söyledi. Konuk, şöyle konuştu:
“Biz kuruluşundan itibaren sıra dışı olan bir şirketiz. Türkiye’de kooperatifçiliğin pek bilinmediği dönemde, bir şeker fabrikasını kooperatifçilik marifetiyle inşa ederek yola çıkıp bir sanayii yapılanması gerçekleştirmiş bir kooperatifiz. Enerji özelleştirmelerine ilgimiz Soma ile başlamadı, Kangal Termik Santrali’ni almamız da tesadüf sonucu değildir.Konya Şeker olarak biz Kangal Termik Santrali özelleştirmesinden önce Seyitömer Termik Santrali özelleştirmesine de girdik. Yatağan’a da, Tunçbilek’e de talip olduk. Seyit Ömer özelleştirmesinde de 2 milyar 78 milyon dolara kadar çıktık. O santral nasip olmadı, Kangal’ı 985 milyon dolarlık teklifimizle aldık. Evet, biz şeker üreticisiyiz. Ancak şeker üretiminde ne kadar tecrübeye sahipsek elektrik üretiminde de o kadar tecrübeye sahibiz. Konya Şeker, 61 yıldır şeker üretiyor. Ancak 61 yıldır elektrik de üretiyor. Yani bizim şeker işinden sonra en iyi bildiğimiz işlerden biri elektrik üretimi.”
Enerji şekerin doğasında var
Recep Konuk, Türkiye’de elektrik üretimi konusunda tecrübeye sahip iki kurum olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunlardan biri termik santralleri bugüne kadar kuran Enerji Bakanlığı, diğeri Şeker Fabrikaları’dır. Türkiye’de kurulan her şeker fabrikası kendi tüketeceği enerjiyi üretecek şekilde projelendirilmiştir. Otoprodüktör lisansına sahip olan şeker fabrikaları kampanya dönemlerinde ürettikleri elektriğin fazlasını da enterkonnekt sisteme vererek ülkemizin elektrik enerjisi arzına katkı vermişlerdir. Bu anlamda pancar şekeri sanayi elektrik üretiminde 89 yıllık, Konya Şeker ise 61 yıllık bir tecrübeye sahiptir.Yani Konya Şeker, şeker sektöründeki uzmanlığı ve tecrübesi kadar, uzmanlık ve tecrübeye termik santral işletmeciliğinde de sahiptir.”
Konya Şeker’in 2010’da enerji sektöründe faaliyet göstermek üzere Çoban Yıldızı A.Ş.’yi kurduğunu belirten Recep Konuk, “Çumra Entegre Tesisi’ndeki termik santral ve Kangal Termik Santrali’nden sonra süreçte bir aksilik olmaz da Soma Termik B Santrali de bünyemize katılırsa Konya Şeker olarak ülkemizdeki toplam elektrik üretiminin yüzde 3,5’unu tek başımıza karşılayacak seviyeye ulaşacağız” dedi.
Ana faaliyet alanımız gıda ve tarım
Devraldıktan sonra Kangal Termik Santrali’nde elektrik üretimininyüzde 60 oranında arttığını ifade eden Konuk, en çok merak edilen gıda ve tarım yatırımlarıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Kangal ihalesini almamızdan beri bizim en çok muhatap olduğumuz soru ya da herkesin merak ettiği konu Konya Şeker’in ana faaliyet alanı olan tarım ve gıda dışında böylesine büyük bir yatırıma niye girdiği oldu. Bundan sonra tarım ve gıdaya yönelik yatırımlarımızın ivme kaybedip kaybetmeyeceği önemlidir.Biz bu konuda netiz. Biz dünyada iki sektörün stratejik önemde olduğunu, iki sektörün stratejik öneminin gelecekte daha da artacağını biliyoruz. Bunlardan biri gıda, diğeri de enerji sektörleridir. Biz ikisinde de yatırım iştahı yüksek bir şirketiz. İkisinde de büyüme kararlılığındayız. Biz kökümüzden asla kopmayacağız, kopamayız. Kangal ihalesinden sonra da hiç hız kesmeden tarımsal sanayi yatırımlarını yapmaya devem ettik. Dünyanın en büyük Et-Süt Entegre Tesisi Kangal’ı devralmamızdan sonra tamamlandı ve yatırım planlamasında bir aksama yaşanmadı. Unlu mamuller, bisküvi, kek, gofret tesisimizin yeni üretim bantları da o süreçte tamamlandı. Patates Nişastası Fabrikasını da Kangal Termik Santrali yaptığı elektrik üretimiyle kendi kendini öderken tamamladık. Üstelik bu süreçte üreticimize verdiğimiz desteği de arttırarak sürdürdük. Avans ödemelerimiz de sürdü, ürüne ülkemizdeki en yüksek fiyatı da vermeye devam ettik. Aslında bunu çok fazla uzatmaya gerek yok sadece iki şey bizim üreticiye desteğimizi anlatmaya yeterlidir. Kangalı devraldıktan sonra ayçiçeğine her iki yıldada alımdan sonra fark ödemesi yapan tek kurum biziz Kangalı aldık sonra Somayı aldık ve 2 gün önce ayçiçeğine 90 TL de fark ödedik.Çünkü biz o süreci, yani Kangal Termik Santrali’nin finansman sürecini Konya Şeker’in kasasından tek kuruş çıkmadan, kurumun ticari itibarı ve bilanço avantajlarıyla kredi marifetiyle çözecek şekilde organize etmiştik. Allah’a şükür Kangal üretiyor ve ürettiği ile de borcunu ödüyor. Konya Şeker’e tek kuruş yük olmadan üstelik de Konya Şeker’in bilançosuna katkı yaparak kendi finansmanını gerçekleştiriyor. Soma Termik Santralinde de aynı yaklaşım ve aynı süreç planlamamız devam edecek. Konya Şeker yine öz kaynaklarına dokunmadan, tarımsal sanayi yatırımlarında hız kesmeden ve üretici ortaklarına verdiği destekten taviz vermeden Soma Termik Santralini de bünyesine katacak. Yani tarım ve gıda sektörü bizim yine ana faaliyet alanımız olmaya devam edecek.Bizim asli sorumluluğumuz; işi tarlada, tapanda, ahırda ve ağılda üretenlere karşı.
Türkiye, 2023’te dünyanın en büyük 5 tarım ekonomisinden biri olmayı hedefliyor. Konya Şeker olarak biz de bu hedefe paralel olarak kendi hedefimizi, dünyanın en büyük 5 gıda şirketi arasına girmek olarak belirledik.Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Avantajlarımızı da haddimizi de biliyoruz. Yaklaşık 250 bin hektarlık alanda on binlerce üreticiye sözleşmeli tarım yaptırıyoruz. Yani hem hayvansal üretimi hem de bitkisel üretimi planlama ve değerlendirme şansına sahibiz. Tarım ve gıda sektöründeki yatırımlarımız hız kaybetmeden, daha da ivme kazanarak devam edecek. Biz son 10 yılda tarım ve gıdada öz kaynakla yaklaşık 1,6 milyar dolarlık yatırım yaparak 35 üretim tesisini tamamladık. Asıl işimiz olan gıdada ve tarımda büyümeye devam ederken ‘enerjide de varız’ diyeceğiz.”
Çevrecilikte kimse bizimle yarışamaz
Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, enerji yatırımları ve çevreye etkileriyle ilgili soru üzerine, termik santrallerin artık 50 yıl önceki teknolojiyle kurulmadığını ve işletilmediğini söyledi. “2000’lerin teknolojisi bile geride kaldı” diyen Konuk, şöyle konuştu:
“Eğer teknolojiye yatırım yaparsanız bir termik santral bugün bir konut kadar emisyon üretmeyebilir. Nitekim bizim Çumra’daki santralimiz Çumra’nın her hangi bir evindeki kömür sobası kadar emisyon bırakmıyor bacasından. Çevrecilik konusunda ise çevreci derneklerin, örgütlerin, STK’ların bile Konya Şeker ile yarışabileceğini sanmıyorum. Ağaçlandırmada rakamlarımız ortada, fabrikaya pancar ile gelen verimli tarım toprağını bile arıtma ile geri kazanıp binlerce tonluk o toprağı fabrikadan kamyonlara yükleyip yüzlerce kilometre taşıyıp ağaçlandırma sahalarında kullanan başka bir özel şirket dünyada acaba mevcut mudur? Son 8 yılda iki şeker fabrikamızdan 1 milyon 150 bin ton toprağı kamyonlara yükleyip ağaçlandırma sahalarının ıslahında kullanmak için onlarca kilometre taşımışız. Yani her yıl 1500-2000kamyon seferi yapmışız. Her yıl para harcayıp toprak taşıyan bir şirketin çevreciliğini ispatlamaya ihtiyacı olabilir mi?”
Recep Konuk “Konya Şeker farklı alanlarda birçok yatırım yapıyor ve hızla büyüyor şeker de üretiyoruz, patates de ham yağ da. Çikolata da varız et ve süt ürünlerin de de, şimdi de enerji büyüyoruz akla bu hız ve çeşitlilik riskli değil mi sorusu gelebilir ama gideceğiniz yer için hızlı akan bir trafiğe sahip bir güzergâhı tercih etmişseniz, yavaş gitmek belki de daha tehlikelidir. Mesela otobanı tercih etmişseniz, şosedeymişsiniz gibi hız yapamazsınız. Bizim gideceğimiz yer belli, dünyanın ilk beşi. Oraya şose yolla ulaşma şansımız yok ve biz de otobana çıktık ve otobandaki hızla ilerlemek zorundayız.” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.