Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu, Hazreti Hüseyin ve 71 arkadaşının Kerbela’da şehit edilmesinin 1333. Yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa’nın (S:A) torunu ve Hz Ali’nin oğlu olan Hz Hüseyin ve 71 arkadaşının 10 Ekim 680 yılında kerbelada katledilmesinin yıl dönümünde bir mesaj veren Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu, “Her dönem Yezidler çıkacağı gibi onlara başkaldıran Hüseyinler de olacaktır” dedi.

Başkan Oprukçu Kerbela mesajında yapılan bütün kötülüklerin tarih karşısında hesap vermekle yükümlü olduğunu, insanların hakka ve halka hesap vermek zorunda kaldığında doğruluğundan şüphe duymak zorunda kalmaması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi;

“Tarihte yaşanan öyle olaylar vardır ki onlar unutulur, göz ardı edilir, ya da saklanmaya çalışılırsa; hem tarihe, hem de Hak sahiplerine haksızlık edilmiş olur. Kerbela faciasından sonra, Hazreti Hüseyin aleyhisselam ve onunla birlikte olanlara yapılanlar asırlarca saklanmaya çalışılmış, alınması gereken dersler geri planda tutulmuş, sözüm ona fitneye meydan vermemek safsatasıyla, susmak ya da taraf olmamak tercih edilmiş; böylece hak sahiplerinin hakları gasp edilmiş, Ehl-i Beyt’e zulmedenlere hoşgörü ile bakılması sağlanmıştır. Netice olarak da Peygamberin en büyük emaneti ve ciğerparelerinin kıymeti yeterince anlaşılmamıştır.

Bugün insanlık yönünü bulmakta zorluk çekiyorsa, Ehl-i Beyt’in ortaya koyduğu Hak mücadelenin yeterince anlaşılmamasındandır. Kerbela unutulmamalı, Kerbela şehitlerinin çağlara vermek istediği mesajlar gayet iyi anlaşılmalı ki; doğruya ulaşalım ve gerçek hidayete erelim.

Zalime, diktaya, sömürücüye, gaspçıya ve en önemlisi bunları ‘Allah’ ve ‘din’ adına yapanlara karşı isyan bayrağını dalgalandıran İmam Hüseyin ve arkadaşlarını anmak için onları anlamaya, Kerbela’nın mesajını günümüze taşımaya çalışmalıyız. Türk Milleti çocuklarına  Ali, Hasan, Hüseyin isimlerini koyarak Ehl-i Beyt’e olan sevgisini yansıtmıştır. Hiçbir Türk çocuğunun ismini Yezid, Muaviye koymamıştır. Her dönem Yezidler olacağı gibi, onlara karşı koyan Hüseyinlerde mutlaka olacaktır.”

Başkan Oprukçu eni�M tr��o şılmamasındandır. Kerbela unutulmamalı, Kerbela şehitlerinin çağlara vermek istediği mesajlar gayet iyi anlaşılmalı ki; doğruya ulaşalım ve gerçek hidayete erelim.

Zalime, diktaya, sömürücüye, gaspçıya ve en önemlisi bunları ‘Allah’ ve ‘din’ adına yapanlara karşı isyan bayrağını dalgalandıran İmam Hüseyin ve arkadaşlarını anmak için onları anlamaya, Kerbela’nın mesajını günümüze taşımaya çalışmalıyız. Türk Milleti çocuklarına  Ali, Hasan, Hüseyin isimlerini koyarak Ehl-i Beyt’e olan sevgisini yansıtmıştır. Hiçbir Türk çocuğunun ismini Yezid, Muaviye koymamıştır. Her dönem Yezidler olacağı gibi, onlara karşı koyan Hüseyinlerde mutlaka olacaktır.”

Başkan Oprukçu Kerbela mesajında yapılan bütün kötülüklerin tarih karşısında hesap vermekle yükümlü olduğunu, insanların hakka ve halka hesap vermek zorunda kaldığında doğruluğundan şüphe duymak zorunda kalmaması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi;

“Tarihte yaşanan öyle olaylar vardır ki onlar unutulur, göz ardı edilir, ya da saklanmaya çalışılırsa; hem tarihe, hem de Hak sahiplerine haksızlık edilmiş olur. Kerbela faciasından sonra, Hazreti Hüseyin aleyhisselam ve onunla birlikte olanlara yapılanlar asırlarca saklanmaya çalışılmış, alınması gereken dersler geri planda tutulmuş, sözüm ona fitneye meydan vermemek safsatasıyla, susmak ya da taraf olmamak tercih edilmiş; böylece hak sahiplerinin hakları gasp edilmiş, Ehl-i Beyt’e zulmedenlere hoşgörü ile bakılması sağlanmıştır. Netice olarak da Peygamberin en büyük emaneti ve ciğerparelerinin kıymeti yeterince anlaşılmamıştır.

Kerbela mesajında yapılan bütün kötülüklerin tarih karşısında hesap vermekle yükümlü olduğunu, insanların hakka ve halka hesap vermek zorunda kaldığında doğruluğundan şüphe duymak zorunda kalmaması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi;

“Tarihte yaşanan öyle olaylar vardır ki onlar unutulur, göz ardı edilir, ya da saklanmaya çalışılırsa; hem tarihe, hem de Hak sahiplerine haksızlık edilmiş olur. Kerbela faciasından sonra, Hazreti Hüseyin aleyhisselam ve onunla birlikte olanlara yapılanlar asırlarca saklanmaya çalışılmış, alınması gereken dersler geri planda tutulmuş, sözüm ona fitneye meydan vermemek safsatasıyla, susmak ya da taraf olmamak tercih edilmiş; böylece hak sahiplerinin hakları gasp edilmiş, Ehl-i Beyt’e zulmedenlere hoşgörü ile bakılması sağlanmıştır. Netice olarak da Peygamberin en büyük emaneti ve ciğerparelerinin kıymeti yeterince anlaşılmamıştır.